• KURAN'DA MİKROSKOBİK & KOZMOLOJİK BİLGİLER
    • gereçler: bilim sağduyu bilgi inanç vicdan akıl adil sabır özgürlük
    • Bilim Işığın, Gölgen Cehaletin.
    • Kaçamayacaksın ışıktan, Gölgen ortaya çıkacak
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100079071813049
  • https://www.twitter.com/@asronspace
  • https://www.instagram.com/kilavuzoglu.mustafa/
  • https://www.youtube.com/channel/UCFVG7clKZdbDuVuLZ3T68jA
Neden 114 Sure Var? Cünkü Quantum Fizige göre...

Neden 114 Sure Var? Kuran = Evren + İnsan

Kırmızı Yeşil Mavi :  Renklendirilmiş  Evrenin   Yapıtaşları 


Bu yazımda, neden 114 sure var sorusunun cevabından başka, neden bunun yarısı olan 57. surenin adının "Demir" olduğunu ve "dünyaya demiri getirdik" ayetini içerdiğini, neden başlangıç suresi olan Fatiha'da besmelenin ayrı yazılmadığını, Fatiha'nın sadece başlangıç değil, ayrılış/yola çıkış olduğunu ve neden sonuncu surenin adının "İnsanlar" olduğunun yanında en son ayetin neden "insan ve cin" dediğinin cevaplarını da bulacaksınız. Hepsi, modern bilimin ulaştığı seviyenin en son noktasında teyit edildiği gibi ve ilk defa açıklanacak.

Evreni oluşturan yapıtaşlarının (atomaltı parçacıkların) toplam sayısı, fiziğin standart modeli ve supersimetrik string teorisine göre toplam 62 adet olmalıdır. Tüm elementler çift yaratıldıkları için bunu aslında 2 x 31 = 62 olarak göstermek daha doğru olacaktır (Süpersimetrik String Teorisi - SUSY). Bu iki rakamın da Kuran’da teyit edildiğini aşağıdaki yazımızda göstermiştik:

Rahman suresinde 31 kez tekrarlanan ‘Öyleyse siz ikiniz Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?’ ve 31 temel parçacık ('elementary particles')

Ayrıca okumayı ihmal etmeyiniz: İnkar Edilemeyecek Bilimsel Kanıtlar - Ateizm'in Cevaplaması Gerekenler

Söz konusu yazımızda evreni oluşturan yapıtaşlarının Kuran’da Rahman suresinde (ki Rahman da zaten Yaratıcı, Yaratan demektir)  “yarattığım hangi nimeti yalanlıyorsunuz” diye 31 kez sorularak farklı yaratılmış 31 adet elementi ve her şeyin çift yaratıldığı defalarca vurgulanarak da 31 x 2 = 62 sayısını buluyorduk (link yazı sonunda). Adı "Yaratan" olan surede 31 kez "yarattıklarının" sorulmasıyla, yaratılmış olan kainatın farklı lego parçacıklarının sayısı veriliyor. Bu surede yazılan "insan" ve "cin" eşleniği bile "çift yaratılmanın sonucu. Cin kelimesi size masalları hatırlatmasın: aynen bizim quark+gluon bazlı topraktan/maddeden yaratılmış olduğumuz gibi, elektron bazlı enerjiden yaratılmış bilinçli varlıkların adı cin. Onlarla en büyük farkımız, insanda zekâi bilinç ve vicdan olması fakat cinlerde ise zekâ ve bilinç olmasıdır. O yüzden sadece çıkarlarına göre hareket ederler, ayıp günah vicdan nedir dinlemezler.

Mayıs 2021'deki bu yazıdan çok sonra Aralık 2022'de yaptığım "Kuranda Yeni Bir Uyarıcı" başlıklı videoyu da buraya eklemek zorundayım, izlemezseniz çok şey kaçırırsınız)

Standart Fizikte temel elementleri gösteren tablo: 31 adet

Böylece modern fiziğin elindeki bütün bilgiyle yukarıdaki tabloda teyit edilen 31 temel parçacığı Kuran’ın bize 1400 yıl öncesinden haber vermiş olduğunu ortaya koyduk. Bu cümlenin ardına şunu eklemek zorundayım: Bazı insanlar düz mantıkla, madem bunlar Kuran’da yazıyor, neden Müslümanlar değil de başkaları buluyor diye soruyorlar ve bu türden sorulara kimsenin cevap veremeyeceğini düşünüp kendilerini hem zeki hem de çok haklı zannediyorlar. Pabucumun akıllılarına özet bir cevap vereyim (şakaya kimse alınmasın lütfen, aksini kanıtlayacak bir argümanı olduğunu düşünenler bana da yapabilir aynı şakayı).

Bilimde ilerleyenler ve yeni şeyleri keşfedenler elbette ki ancak bilimsel yöntemleri kullananlar ve buna imkân bulanlar olacaktır, oturduğu yerden hiç anlamadan Kuran okuyanlar değil. Bilim herşeydir. Kuran'ı bilimden ayıramayacağımızı gözler önüne sermek de "mistik" değil bilimsel bir çalışmadır. Okudukça anlayacağınızı umuyorum.

Kuran bize bilim öğretmek için gönderilmiş bir kitap da değil zaten fakat geldiği yerin dünya dışından, yaratandan olduğunu gözler önüne sermek adına bir görevi var. İşte bu yüzden bize diyor ki “bilimde ne kadar ilerlersen ilerle ve ne öğrenirsen öğren, ben bunları zaten senin daha aklına bile gelmeden önce buraya yazıyorum ki herhangi bir bilgiye ulaştığında bunun zaten 1400 yıl önce yazıldığını gör ve "evrenin yaratılmış olduğuna yani seni yaratana inan”.

Müteşabih dediğimiz ayetlerin görevi de budur: Bilimsel gerçeklerin benzetme, teşbih sanatıyla tasvirleridirler hepsi. Bilimde ilerleyip keşfetmedikçe, onları masal gibi zannedersiniz, imanı olmayanlar reddederler, imanlı olanlar ise, anlamasalar bile Yaratıcı'ya=Allah'a inanırlar. Keşfettiğinizde ise bu benzetmeyi yapanın bir insan olamayacağını anlarsınız. Bu yüzden de, bilimsel keşif yapılmadıkça, bu ayetlerin ne dediğini bilemezsiniz. Ateistlere, deistlere, agnostiklere kısa cevap: Kuran'dan bilim üretemezsiniz, bilimde ilerledikçe Kuran ile iman ve inanç üretebilirsiniz.

İnanmanın” kendisi sınavın bir numaralı sorusu olduğu için her şey analojik veya dolaylı bir şekilde anlatılıp gösterilerek “a. İnanıyorum, b. inanmıyorum” şıklarından birinin seçimi de öğrenciye, yani bize bırakılıyor. İster "a" deyin ister "b". Kuantum yapıtaşlarının sayısı dahil en zorlarından yazının sonuna kısmen listelediğim bilimsel konuların teyidini Kuran’da bizzat bulmuş birisi olarak yazıyorum bunları ve Kuran’ın şunu söylediğini de yüzde yüz görüyorum; İster "a" deyin ister "b", bu seçim özgürce yapılır ve uygarca konuşup tartışmak dışında hiç kimse herhangi bir şeye inanmaya veya inanmamaya zorlanamaz. Zorlayan "zalimdir".

----  ****  ----  **** ----

  • Şimdi bu 62 elementi renklerine ayrıştırınca 114’e nasıl ulaştığını ve

  • Demir elementinin evrenin yaratılmasındaki ilk yarı dönemin sonunda ortaya çıktığını göstereceğim

Konumuz renkler ve yukarıda renklendirdiğimiz iki adet başlığı açıklamaya başlıyorum. Mümkün olduğunca sıradan kelimelerle anlatacağım ki anlamayan kalmasın aksi takdirde yüksek mühendislerin bile anlaması zor olabilir.

Yukarıdaki ilk tablo bütün evreni oluşturan yapıtaşlarını gösteriyor.

Bilimsel çalışmalara geçildiğinde ise bunları daha da detaylandırmak, örneğin renklerine ayırmak gerekiyor. Aslında kuantum parçacıkların renkleri yok fakat bildiğimiz yollardan tanımlayamadığımız bazı özelliklerini renkleri varmış gibi ayırarak incelemek mümkün olabiliyor ancak. Örneğin resimde bir kedigözü misketi var. Evet, bu bir misket. Ancak bu misketin herşeyiyle aynı fakat aşağıdaki gibi  başka renklerde olanları da var.Araştırmada daha da detaya inmek istediğimizde misketlerin farklı renklerini de tanımlamamız gerekiyor.

Renklerden başka, kuantum elementleri tanımlamak için sanki dönüyormuşcasına yandaki gibi, sağa veya sola dönenler diye de ayırıyoruz, fakat gerçekten döndüklerini göremiyoruz.

Misketleri renklerine göre ayırdığımız gibi evrenin yapıtaşlarını da ayırdığımızda karşımıza çıkacak olan tabloyu aşağıda görebiliriz. 

Kuantum fizikte bu renklendirme detaylarını inceleyen kategori Quantum Chromo Dynamics (QCD) olarak adlandırılıyor. Chromo kelimesi latince“renk” anlamında. Dünyanın en zor bilim dallarından olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu tablonun "sadeleştirilmesi" konusunda:
Renkli tablomuza, gluonlar hariç 53 element yer alıyor. Yer çekimi elementi olan ve ilk tablomuzda “G” ile gösterilen “graviton” eklenmemiş; çünkü yerçekimi herkes tarafından bilindiği halde bununla ilgili parçacık henüz keşfedilemediği için nedense bazıları onu tablolara koymuyorlar. Ben, Kuran'a dayalı farklı bir teorim nedeniyle zaten Graviton yerine "Asron" vardır diyorum.  Ayetten biliyoruz ki "Gökler (uzay/evren) görülmez direklerle, duvarlarla bina edilmiş" bu da içinde hareket ettiğimiz için "zaman" algısını oluşturan yapıtaşı. ASR suresinin işaret ettiği, aslında zaman değil, zaman algısının içinde oluştuğu  "ASR DENİZİ = UZAY = EVREN". Allah zaten açıkça diyor ki "görülmez duvarla yükselttim", bu da neden var olduğu halde bir türlü bulunamadığını yeterince açıklıyor. Asron/Graviton eklendiğinde, element sayımız 54 oldu.

Diğer husus, gluonlar... Gluonlar quarkları bir arada tutarak, nötron ve protonların oluşmasını sağlayan yapışkan lastik gibi ajanlar. Renkli yapıya sahip olan elementler de sadece "gluonlar ve quarklar" ve bunlar maddenin, dolayısıyla bizlerin ana yapıtaşlarımız. Bilinen en güçlü kuvvet olan "atom enerjisi" de bunlardan geliyor, yani evrenin en büyük gücünün kaynağı “renkler”. Elbette ki bunlar gerçek renkler değil, yukarıda izah etmeye çalışmıştım. Yine de güçlü olmak için acısıyla tatlısıyla çok renkli bir hayata işaret ediyor diyebiliriz.

QCD konusunu ana hatlarıyla zaten biliyorum fakat detaylı incelemediğim için dünyanın en büyük bilim kuruluşları ve üniversitelerinin bize sunduğu bu tabloya ve içerdiği element sayısına göre, bununla 114 sayısı arasında herhangi bir ilişki kurmak mümkün değildi. Doğrusunu anlamak için rengarenk boyanmış “gluon”lara bir göz atmamız gerekiyor; tabloda toplamda sekiz adet yer alıyor.  Gluon'ların 8 adet değil 3 adet olması lazım. 3 Temel Renk. Oysa tablomuz, renk kombinasyonlarına da yer vermiş.

Hem Quarklar hem de gluonlar aynı üç renk ve bunların anti-renkleriyle tanımlanıyorlar; madde-antimadde gibi. Kırmızı, Yeşil ve Mavi ile anti-Kırmızı, anti-Yeşil ve anti-Mavi.

 Tabloda iyice görmek için renkli parçacıklarımıza biraz daha yakından bakalım.

Görüyoruz ki quarklar kırmızı, yeşil, mavi ile birlikte, bunların anti-renkleriyle tablomuzda yer alıyorlar. Gluonlara baktığımızda ise tuhaf ve karışık renkler çıkıyor karşımıza. Oysa gluonların da quarklarla aynı renklere sahip olduklarını söylemiştik yukarıda. Bunun sebebi şu: bilimsel araştırmalar sonucunda gluonların ancak 8 ayrı renk kombinasyonuna sahip olabildikleri bulunuyor ve bu yüzden QCD bilim insanları (ve kuantum fizikçiler) bu kombinasyonların tamamını (8 adet) olduğu gibi tabloya eklemişler. Sadeleştirme ereği de işte buradan kaynaklanıyor: Biz kombinasyonları değil, temel parçacıkların tek tek kendilerini arıyoruz. Yaratıcımız Allah'ın sorduğu "yarattığım hangi nimeti inkar edersiniz" sorusundaki her bir nimeti.

Quarklar da farklı renk kombinasyonlarında bir araya gelebilirler fakat her bir kombinasyonu ayrı bir element olarak almıyoruz çünkü bu tamamen yanlış olacaktır. Yandaki proton örneğinde, üç ayrı renk kuarktan oluşan "proton"u veya nötronu ayrı bir temel element olarak saymadığımız gibi.

Proton veya nötron gibi üçlü quark kombinasyonlarından başka quarkların ayrıca ikili, dörtlü ve beşli kombinasyonları da var. Bunları saymadığımız ve tabloya koymadığımız halde nedense QCD tablosunda bunu göz ardı etmişler. İnsan bazen en zor ve çok karmaşık şeylerle uğraşırken, en temel detayı gözden kaçırabiliyor demek ki.

Quantum dünyasında tuhaflık bitmez; kimsenin -evet, hiç kimsenin- anlayamadığı tuhaflıklarla dolu. 

Tuhaf bir Quantum notu daha ekliyorum: Az önce madde anti-madde çiftlerinden bahsetmiştik. Bu da eğer üç farklı renkte quark varsa, ayrıca üç ayrı renkte anti-quark olmak zorunda olduğunu ifade ediyor. Yani toplamda 6 faklı quark var. Ancak, her temel parçacığın anti-temel parçacığı bulunmuyor malesef. En baştaki ilk tabloya bakarsanız göreceksiniz ki, quarklar ve leptonlar çift çift iken, onların yanında aralarında "gluon"un da yer aldığı sarı renkte tek olarak yedi ayrı element bulunuyor çünkü bunların anti-elementleri yok. Daha doğru bir tanımla bunların anti-elementleri de kendilerinden başkası değiller. 

Nihayet, tablomuza gerçekten olması gereken sayıda yani 3 adet gluon koyduğumuzda 57 sayısına ulaşıyoruz ve bu da süpersimetrik çiftleriyle birlikte:
57 x 2 = 114 sayısını veriyor.

Bu sayının ne olduğunu biliyorsunuzdur: Kuran’daki toplam sure sayısı. Herşeyin yaratılıp ardından da boyanıp renklendirilmesiyle, Evrende ve Kuranda sona ulaşıyoruz: Yaratma evresi son bulmuş ve olimpiyat alanı hazır halde, insanın sınavı başlamış oluyor.

Temel elementlerin 31 X 2 olduğunu bildiren Kuran, aradaki renk farkını, yani (57 - 31) = 26 renkli element sayısını işaret etmiyor mu diye basit bir soru geliyor aklımıza. Renklerden bahseden ayetlere baktığımızda şunu görüyoruz: NAHL Suresi 13. Ayet. Arz'da sizin için değişik renklerde yarattığı şeyleri de. Şüphesiz bunda öğüt alan topluluk için ibret vardır. Ayet numarası 13, ayetteki kelime sayısı da 13, "rengarenk yarattığım şeyler".

31 adet quantum element için Rahman Suresinde şu ifade kullanılıyordu: "yarattığım nimetler". Bu ayette de "yarattığım renkli şeyler" diyerek yine aynı tabir kullanılıyor. Her şey çift yaratıldığından, 13 X 2 = 26 ediyor. 

Peki, 114'ün yarısı olan 57 sayısı ve 57. sıradaki Demir suresi nasıl bir ilişkiye işaret ediyor?

Sıra geldi yukarıdaki listede boyamış olduğumuz ikinci konuya:

  • Demir elementinin evrenin yaratılmasındaki ilk yarı dönemin sonunda ortaya çıktığı

Bu ifade sanki askıda gibi duruyor. Ayaklarını yere bastırmak için daha açık yazıyorum: Evrenin oluşumundaki ilk yarıda hidrojenden demire kadar olan atomlar, ikinci yarıda ise daha ağır olan diğer atomlar yaratılıyorlar. İçinde yaşadığımız uzayı/evreni  “insanlık olimpiyatları oyun/yarış sahası" olarak değerlendirebiliriz. Yani, insanın yaratılışında ve yaşamında gerekli olan bütün atomlar iki aşamada ortaya çıkıyorlar. Birinci aşama nötron yıldızlarını oluşturan Süpernova patlamasına kadar olan süreç, ikinci aşamada ise nötron yıldızları ortaya çıkarak birbirleriyle çarpışıyorlar ki buna da "Kilonova" adı veriliyor. Detayını buradan okuyabilirsiniz:  Nötron Yıldızından İnsana

Süpernova patlamasından önceki aşamada, evrende ancak demir atomuna kadar olanlar ortaya çıkabiliyorlar. Demirden sonraki daha ağır atomlar ise süpernova patlaması ve bunun sonucunda ortaya çıkan nötron yıldızının başka bir nötron yıldızıyla çarpışmasıyla yaratılıyorlar.

Evrende birinci bölüm demir atomu ve muhteşem süpernova patlamasıyla son buluyorken, "demirin getirilmesi" de Kuran’da 57. surede yani sayısal olarak tam yarısının sonunda yazıyor: Surenin adı bile “DEMİR”.

114 numaralı sure ile de Kuran son buluyor ve yaratılışın sonu, en üstünü de insan, ve son surenin adı da "İnsanlar". Fakat benim yazacaklarım burada son bulmuyor. Daha da ilginç şeyler okuyacaksınız.

Kuran’a göre evrenin ve insanın yaratılış aşamalarına baktığımızda şunları okuyoruz; yanına da bilimsel karşılığını yazınca bütünlüğü görmemek mümkün değil: Evren aynen Kuran'a nakledilmiş ve nakşedilmiş.

1. Yer ve gök bir idi --> evrenin bir noktadan başlaması - Fatiha'da besmelenin ayrı olmaması - başlangıçta her şey "bir" idi.

2. Biz onları ayırdık --> boşluk olarak gördüğümüz uzay ve uzay dokusu dediğimiz katmanın altı - Besmele ve altında yer alan Ayetler

3. Göğü 7 gök olarak düzenledik --> 7 farklı uzay (Multiverse teorisi)

4. Yerde de bu yedi göğün benzerlerini yarattık --> uzayın/boyutların olmadığı yerde anti-made çölü/denizi

5. Göklerle yer arasında engel koyduk --> uzay dokusu (fabric of space), ancak bir  karadelik bunu delebilir.

6. Göklerin arasını da kapattık (tamamen örüp kapattık) --> 10 boyuttan üç adeti bizim uzayımız, kalan 7 boyut ise bu üç boyutun etrafına sarılıp/örülüp kapatılmış (SUSY Teorisi)

7. İlk yarıda demire kadar olan atomları yarattık --> süpernova patlaması, nötron yıldızı öncesi

8. İkinci aşamada geriye kalan demirden ağır bütün diğer atomları yarattık. Süpernova patlaması ve nötron yıldızlarının çarpışmaları

9. Bunların sonucunda nihayet insan ortaya çıktı --> Antropik  Prensipleri

10. Sınav başladı: Evren Olimpiyatları --> Sınav/Yarış Varsa Sonucu da (kazanan/kaybeden) Vardır

(Sınav ve evren olimpiyatlarını buradan okuyabilirsiniz: Evrensel Olimpiyatlar )

Yukarıdaki maddelerin sadece sonuncusu "inanışla" alakalı, herkes kendi inancında özgür. Diğerleri ise tamamen bilimin bugüne kadar ki gelişmeleriyle bulunan ve olması gerekenler. Bilimsel olarak kaç tane farklı uzay olduğu bilinmiyorken, Kuran ise bu sayının 7 olduğunu bildiriyor. Ben de buna küçük bir “kanıt” eklemek isterim: Evrende bulunan madde miktarı bizim görebildiklerimizin yaklaşık yedi katı, yani bizim görebildiğimizden 6 kat kadar daha madde olmalı. Görülemeyen kısma “karanlık madde” diyoruz ve ne olduğu hakkında kimsenin en ufak bir fikri bile yok henüz. Sizce bu 6 kat karanlık madde nedir  ve nerede olabilir? Benim cevabım, göremediğimiz diğer 6 uzayın içindeki maddelerin toplamı olması yönünde.

Kuranın başlangıcı olan Fatiha suresinde neden besmele yok? Aslında var ama bütün diğer surelerde olduğu gibi yukarıda ayrı olarak değil de, alt tarafta 1 numaralı ayet olarak diğer ayetlerle birlikte olduğu için besmele olarak yer almıyor. Cevap veriyorum: yukarıda birinci ve ikinci maddede yazdığım gibi başlangıçta yer ve gök bir idi, biz onları ayırdık. Fatiha da zaten "başlamak" yanında ayrıca "ayırmak" da demek. Besmele gök (SEMA), ayetler ise yer (ARZ).  Kuran’da “Göğü görünmez bir yapıyla yükselttik” yazıyor. Bu görünmez yapı hem kütleçekimi hem de hareket sayesinde zamanın oluşmasına katkı sağlayan “uzayın quantum” yapısı olmak zorunda. “Görünmez yaratılmış olması” graviton adı verilen fakat henüz bulunamamış olan temel elementin neden hala bulunamadığına bir cevap olabilir mi acaba?

Besmelede geçen Rahman kelimesinin Yaratan, Yaratıcı olduğunu yazmıştım. Rahim kelimesi ise “koruyan, kuşatan” demektir.

“Yaratan ve Kuşatıp Koruyan Allah’ın Adıyla”.

Arz zaten kelime olarak “veren, sunan, arzeden” demektir. Bizim arzımız bütün ihtiyacımız olanları bize sunuyor. Kuran’ın arz’ı olan ayetler de bize ihtiyacımız olan bütün temel  bilgileri  sunuyorlar.

              Besmele = Gök

              Ayetler = Arz

Böylesine muhteşem Bilim-Kuran bütünlüğünün teyitlerini uzun uzun anlatmak kalın bir kitap olurdu, biz kısa bir toparlama ile bitirelim yazımızı:

Big Bang'de olduğu gibi önce yer ve gök bir arada idi, Kuran'ın ilk suresinde gösterdiğimiz gibi.

Evrende ilk yarının sonunda demir ortaya çıkarken Kuran’da da görüyoruz ki tam ortasına varıp ilk yarıyı bitirirken 57 numaralı surede “demiri getirdik” diyen ve adı da Demir olan sure yer alıyor.

Bu aşamadan önce bütün temel parçacıklar yaratılmış olduğu için, 55 sayılı Yaratan, Yaratıcı (Rahman) adındaki sure ile de yaratılmış olan 31 x 2 = 62 adet elementlerin sayısı bildiriliyor.

Takip eden surelerde insanın nötron yıldızlarından geldiği kesin ve net bir analojiyle anlatılıyor.

İnsanın bu evrende olimpiyat yarışları/oyunlarında kazanmak için neler yapması gerektiği Kuran'ın tamamı boyunca anlatılıyor.

Evrenin 62 temel yapıtaşı yaratılıp renkleriyle 114 sayısına ulaştıktan sonra nihayet insan ortaya çıkıyor ve Kuran ise adı “İnsanlar” olan 114 Numaralı suresiyle sona eriyor.

Kuran'ın en son ayeti "insanlar ve cinler" diyerek süpersimetrik paralel evrendeki 31 x 2 ve nihayet 57 x 2 element sayılarının çift oluşları son kez teyit ediliyor.

Biz nasıl atomdan yani maddeden yaratıldıysak paralel evrenimizde de elektrondan yani enerjiden yaratılmış bilinçli varlıklar yaşıyorlar. Bunların isimlerinin cin olması toplum geleneği, folklor yüzünden size masalları değil, bu bilimsel karşılıklarını hatırlatmalıdır. Bilim herşeydir.

Böylece Kuran’ın evrenin başlangıcından insanın ortaya çıkmasına kadar olan tüm evreleri yüzde yüz doğru şekilde tarif etmiş olduğunu anlıyor ve Kuran’ın da evrenle aynı yapıda düzenlendiğini görüyoruz. Bütün bunlar ise bizim uzayımızın “insan” için yaratıldığı yönündeki “antropik prensibini” doğruluyor.

Bizim uzayımız, insanın ve bilincin ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde inanılmaz mucizevi hassas ayarlarda bir yapıya sahip, aksi halde zaten bizler var olamazdık. Ben de Kuran’daki kesin karşılıklarıyla birlikte bütün bu hassas ayarların programlanmış olduğunu ortaya koyuyorum. Umarım pabucumun akıllıları da inadı bırakıp makul düşünmeye çalışarak bunu anlayabilir ve Kuran’a (ve dolayısıyla Tevrat ve İncil’in özüne de) inanırlar çünkü hepsinin özü aynı şeyi söylüyor : İyi olun, iyilik yapın, barışı huzuru ve adaleti sağlayın, aç açıkta kimse bırakmayın, köleleri özgürleştirin, kıskançlık ve hasetçilik yapmayın ve bu hayatın gerçekten insani bir "adalet/vicdan/iyilik/güzellik" sınavı olduğunu anlayıp dersinizi güzelce çalışın ve sınavı geçin.

Sevgiler,

Mustafa Kılavuzoğlu       Lozan, Mayıs 2021

Ayrıca okumayı ihmal etmeyiniz: İnkar Edilemeyecek Bilimsel Kanıtlar - Ateizm'in Cevaplaması Gerekenler

Dediğim gibi, bunlar bulduklarımın sadece  bir kısmı, ana sayfada tamamını görebilirsiniz. ANA SAYFA

 

  
40489 kez okundu

Yorumlar

kuran     19/09/2022 23:27

bak kardeşim , koyu ateistir sen burda istediğin kadar zırvala , kuran bir kere kol bacak kes diye emediyorsa , sen burda istediğin kadar 'rakamsal' Cern dna hadron madron bilmem ne saçma ebced hesabi, beni ikna edemezsin , çok eğlenmeceli olmuş , bu senim kaç senesi aldi?
Misafir -

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam373
Toplam Ziyaret1240668
Linkler