• KURAN'DA MİKROSKOBİK & KOZMOLOJİK BİLGİLER
    • gereçler: bilim sağduyu bilgi inanç vicdan akıl adil sabır özgürlük
    • Bilim Işığın, Gölgen Cehaletin.
    • Kaçamayacaksın ışıktan, Gölgen ortaya çıkacak
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100079071813049
  • https://www.twitter.com/@asronspace
  • https://www.instagram.com/kilavuzoglu.mustafa/
  • https://www.youtube.com/channel/UCFVG7clKZdbDuVuLZ3T68jA
Doğru Matematikle Kuran Miras Algoritması

KURAN VE MUHTEŞEM MİRAS ALGORİTMASI

Sadece 2 ayet ile bütün miras paylaşımı anlatabilmek, tüm evreni şaşmaz ölçülerle yaratmış olan ilmi sonsuz Yüce Allah için elbette ki çok kolaydır ve bunu da Nisa suresi 11 ve 12 sayılı ayetlerle yapmıştır.

Esasen sadece 11 ve 12 sayılı ayetler yeterliyken, insanların özel bir durumdaki hesaplamada zorlanmaları ve açıklama talepleri üzerine Yüce Allah “Senden soruyorlar… De ki…” diyerek 176 sayılı ayet ile ilave açıklama ve kolaylık vermiştir. Bu üç ayetin detaylı algoritması son sayfada verilmiştir.

En başta çok önemli bir noktayı vurgulamak istiyorum. Kuran, açık seçik Arapça yazılmıştır. Fakat Kuran, aynı zamanda başka bir dilde daha yazılmıştır; evrensel dildeMevcut tek evrensel dil ise “matematik”tir ve bu yüzdendir ki tüm kâinat şaşmaz ölçülerde yaratılmış olduğu gibi, Kuran da şaşmaz şekilde bütün ilimlerin atası olan matematik ile mühürlenmiştir.

Benim açıklamalarım matematik diline göre ayrıca sağlaması yapılmıştır durumdadır.

Bu sağlamanın yapılmış olmasıyla, Yüce Allah’ın miras paylaşımında ne kadar adil olduğu da görülmüş oluyor; öyle ki kız ve erkek evlatlar, kız ve erkek kardeşler prensip olarak eşit pay hakkına sahiplerdir ve ancak ve sadece kız/erkek oranı kızlar lehine arttığı zaman, ancak bu şart ile erkek evlat veya erkek kardeş lehine bir durum oluşturulmaktadır.  Erkek lehine değişen bu oranların sebebinin açıklaması ise Nisa 34. Ayet ile verilmiştir

Açıklamalarım arasında, şimdiye dek olan yanlış anlaşılmaların sebeplerini de yazacağım ki, akıl ve mantık çerçevesinde düşünmek mümkün olsun.

Her durumda da mirasçılara paylaşımın öncesinde, eğer bir vasiyet var ise öncelikle yerine getirilmesi ve varsa borç ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin ardından yapılması istenir.

Kuran ayetlerine göre, eşler mirasçı olarak görülmemiş ve onlara düşen paylar "evlilik sözleşmesinden doğan yükümlülük" olarak değerlendirilmiştir. Bu yüzden eşlere düşen payları açıklayan ayette bu şart üç kere tekrarlanmıştır. Önce borçlar ve vasiyet halledilir, sonra kalandan eşlerin payı verilir daha saonra da kalan çocuklar, anne baba ve kardeşler arasında paylaştırılır. Okudukça anlayacaksınız.

Önce evladı olan evli bir erkeğin vefatındaki paylaşımı görelim:

Şimdi de geride evlat bırakmamış olan evli bir erkeğin vefatındaki paylaşımı görelim:

Yukarıdaki tablo vefat eden evli bir erkeğin miras paylaşımıdır. Tek bir farkla, aynısı evli bir kadının vefatı durumunda da geçerlidir. Kadın vefat ettiğinde; çocuğu varsa kocası 1/4 alır, çocuğu yok ise kocası 1/2 alır. Geri kalan hesaplamalar tablodaki gibidir.

Mirası anlamaktaki sorunlardan birisi ve gördüğüm kadarıyla hiç kimsenin fark etmediği bir konu, insanların 176. ayetin kime ve nasıl hitap ettiğini anlayamamış olduklarından. Bu durum ilgili ayetin altında açıklanacaktır. Aynı hitap sorunu esasen 11. ayette de var. Muhatap, her durumda geride kalan en yakın erkek mirasçıdır. Okudukça anlayacaksınız.

İnsanların karşılaştığı bir başka zorluk ise, ayet bütünlüğünü fark edemeyip, ayetin küçük bir kısmını değişmez, şaşmaz hüküm olarak algılamalarından kaynaklanıyor. Çünkü bu şekilde okunursa, örneğin Muhammet suresi 4. ayete göre, karşınıza çıkan her inkârcının boynunu vurmak zorunda kalırsınız çünkü ayet bu hükümle başlıyor. Oysa ayetin tamamını okuduğumuzda bu emrin sadece savaş sırasında ve belli bir duruma kadar geçerli olduğunu da anlıyoruz. Açıkça görülüyor ki, ayetin bir kısmına dayanarak ve aynı ayetin bütünlüğünden kopararak "her zaman böyledir" demek doğru değildir. Nisa suresinin 11. ayetinde de aynı sorun ortaya çıkmaktadır.

"Erkek iki dişi hissesi alır,…” ifadesini okuyup, devamı ile ilişkiyi kopararak “bu her zaman böyledir” demek de Muhammet suresinin 4. ayetindeki örnek hataya düşmek demektir. “Erkek iki dişi hissesi alır, eğer kızlar ikiden fazlaysa 2/3 alır, eğer bir tek kız varsa yarısı onundur" diye tüm cümleyi okuduğumuzda, bu haliyle çocuklarla ilgili kısım bir bütündür. Aynı özneyle dikkatli ve akılcı okursak karşımıza çıkacak olan hüküm şudur:

"Erkek iki dişi hissesi alır, eğer kızlar 2’den fazlaysa erkek 1/3 hisse alır, eğer bir kız varsa erkek yarısını alır".

Zaten, eğer bir kız çocuğa karşı iki kız çocuk yok ise, bir çozuk iki kız hissesi alır diye bir cümle kurulamaz. Aksi halde, erkeğin payı kızın payının iki katıdır yazılması zorunlu olurdu.

Her durumda da mirasçılara paylaşımın öncesinde, eğer bir vasiyet var ise öncelikle yerine getirilmesi ve varsa borç ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin ardından yapılması istenir. Böylece paylaştırılacak olan “kalanlara” da “tereke” adı verilir. Eğer herhangi bir borç veya bir sözleşmeden dolayı oluşan bir yükümlülük yok ise, ancak o zaman ölen kişinin bıraktığının tamamını “tereke” olarak düşünebiliriz.

Bu haliyle tereke kelimesi Türkçe’de kullandığımız “miras” kelimesinden farklıdır. Tereke kelimesini “miras” olarak düşünmek ayetlerin matematiksel bütünlük ve mükemmelliğini bozmaktadır. İnsanların hesap yapmakta ve ayetleri anlamaktaki ana sorunlardan birisinin de bu kelimeden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.

Bir başka sorun ise “kelale” kelimesinin yanlış anlaşılmasıdır. Hemen hemen herkes bu kelimeyi “annesi, babası ve çocukları olmayan” durum diye görmüşlerdir. Az sayıdaki başkaları ise “babası ve oğlu olmayan” diye okumuştur. Oysa bu kelime sadece “ebeveynlerin ikisi de ölmüş ise” anlamına gelmek zorundadır. Aksi takdirde 176. Ayette şöyle bir cümle kurulması imkânsız hale gelirdi: “Kelale durumunda… Ölenin çocukları yok ise…” çünkü eğer “kelale” yukarıdaki yanlış dediğim anlamları taşısaydı, çocukları olmayan birisi için ayrıca ve tekraren -iki kere- “çocukları yok ise” denmesi mümkün olmazdı. Bunun makul görülebilmesi için ayrıca “Kelale durumunda, annesi babası ve çocukları yoksa” denmesi gerekecekti. Bundan başka, böyle bir anlatım yine ayetlerin matematiksel bütünlük ve mükemmelliğini ortadan kaldırmaktadır. İlave bir teyit olarak “kelale” için 12. ayetin altında da ayrıca bir sayısal delil koyacağım.

Ayetleri teker teker inceleyelim ve doğru anlaşıldığında nasıl bilgisayar programı gibi kolay bir algoritma oluşturulduğunu ve ayrıca hiçbir ihtimalin dışarıda bırakılmadığını da görelim.

Nisa 7. Ebeveyn ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarında erkekler için bir pay vardır. Ebeveyn ve akrabaların (miras olarak) bıraktıklarında kadınlar için de bir pay vardır. (Miras olarak kalandan) az veya çok (Allah tarafından) belirlenmiş bir paydır. 

Bu ayete göre miras bırakan kadın ve/veya miras bırakan erkeğin doğrudan varisleri ancak ve sadece akrabaları olabilirler. Bunlardan birinci derecede olanlar ise 1. Çocuklar 2. Annesi 3. Babası 4. Kardeşleridirler. Bu şekilde, paylaştırma ayetlerinden ayrı olarak, diğer bazı ayetlerde “doğrudan mirasçıların” kim oldukları açıklanmıştır.

Aşağıdaki 11. ayete baktığımızda ise, eğer ölen kişinin çocukları var ve anne ve babasının ikisi de (ebeveynleri) sağ iseler ölenin kardeşlerine doğrudan pay kalmamaktadır. Ölen kişinin çocukları varsa ve hem annesi hem de babası sağ iseler, bu durumda kardeşlerin payı ancak anne veya babanın vakti gelip ölmesiyle kendilerine aktarılmış olacaktır.

Miras kalması gereken bir evlat ölmüş ise ve onun da çocukları var ise, bu çocuklar (torunlar) da ölmüş olan anne veya babalarının mirasına yine bu ayetlerde belirtilen oranlarda mirasçı olurlar. Bu durum anne ve/veya baba ölmüş ise yine aynı şekilde uygulanır; anne ve/veya babaya kalması gereken paylar da bu ayetlere göre pay edilirler.

İnsanların yukarıda yazdığım bölüştürmeyi çözmekte ve hesaplamakta zorlandıkları, yani “hem ebeveynler (anne ve babanın ikisi de) ölmüş ise ve hem de hiç evladı olmamış/yok ise” durumunda kalan terekenin kardeşlere ne şekilde pay edileceği hususu Nisa 176. ayet ile hükme bağlanmıştır.

Nisa 8. (Miras) bölüştürmede akrabalar, yetimler ve ihtiyaç sahibi yoksullar hazır bulunursa, (mirastan) onları faydalandırın ve onlara güzel söz söyleyin.

Ne güzel ve insani bir öğüt olduğunu anlatmaya bile gerek yok. Kuran sistemi zaten paylaşmaya, yardıma ve adalete dayalıdır.

Nisa 11. Allah, evlatlarınız hakkında erkeklere, kız çocuklarının payının iki mislini vermenizi tavsiye eder. Şayet o (kız çocukları), ikiden fazlaysa üçte iki onların hakkıdır. (Kız çocuk) tek ise terekenin yarısı onundur. (Miras bırakanın) çocuğu bulunuyorsa ebeveynin her biri terekeden altıda bir pay alır. (Miras bırakanın) çocuğu yoksa ve ebeveyni onun vârisi ise anne üçte bir alır. Şayet (ölenin) kardeşleri varsa anne altıda bir alır. (Tüm bunlar ölenin) vasiyeti yerine getirildikten ve borçları ödendikten sonradır. Babalarınız ve evlatlarınız! Hangisinin fayda olarak size daha yakın olduğunu bilemezsiniz. (Bu paylar) Allah tarafından farz olarak belirlenmiştir. Şüphesiz ki Allah, (her şeyi bilen) Âlim, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hâkim’dir. 

Bu ayet, 7. ayetin işaret ettiği birinci derecedeki mirasçılara hitap etmektedir. Paylaşım sonrasında eklenen “vasiyet ve borçlardan sonra” ifadesi, artık mirasın kendisi değil ancak “arta kalanı” ifade edebilir ve böylece “tereke” kelimesi Türkçe’deki ölen kişiden kalanın tamamı anlamını taşıyan “miras” kelimesine denk gelmez.

Ayet iki kısımdır ve önce çocukların oranı, ardından anne-baba payları verilmektedir ve ilaveten çocuk yok ise anneden kardeşlere bir pay ayrılmaktadır.

Kaçırılmaması gereken en önemli nokta, her bir kısımdaki hüküm, bir öncekinin devamıdır çünkü tek tek ayrı hüküm gibi alındıklarında ortada pay edilecek bir şey kalmamakta, miras değil de onun yerine sistem dağılmaktadır. İnsanları yaptığı da maalesef bu bozulmayı sağlamak olmuştur.

Ayetin matematik dilindeki ve ayrıca bilgisayar program dilindeki karşılığı şudur:

  1. 1. Eğer ki evlatlar tamamen kızlardan veya tamamen erkeklerden oluşuyor ise geriye kalanı evlatlar arasında zaten eşit bölüşülecektir. Bu konuda açıklama yapılması bile anlamsızdır ve zaten yapılmamıştır. Ancak evlatlar hem kız ve hem de erkeklerden oluşuyor ise o zaman kız-erkek hakkındaki oranlama verilmektedir ve böylece geriye kalan miktar her durumda yüzde yüz paylaştırılmış olur. Şöyle ki;

  2. 2. bir erkek, iki kız payı kadar, yani bir erkeğin payı bir kız payının iki katı olacaktır.

  3. 3. bir erkek ve ikiden fazla kız var ise kızlar 2/3’ünü alıp eşit paylaşırlar, erkek 1/3 alır ve bu oranlar bir erkeğe iki kız payı düşene kadar devam eder. Yani bir erkek en fazla iki kız payı kadar alabilir.

  4. 4. bir kız var ise kız yarısını alır, erkek de diğer yarısını alır

Dediğim gibi, bunlar evlatlara kalan kısmın evlatlar arasındaki bölüşme oranlardır, şöyle ki;

- Örneğin “bir kız ve bir erkek” varsa veya “iki kız ve iki erkek” varsa bu oran bir kıza karşı bir erkek var demektir ve böylece “c” şıkkı gereğince kızlar ve erkekler eşit pay alırlar.

- Bu kız/erkek oranı biri geçip de ikiye varıncaya kadarki durumlarda yukarıdaki “a” şıkkı devreye girer ve erkek sayısı iki ile çarpılarak kız sayısı ile toplanır ve toplam pay adedi bulunur. Ardından her bir erkek 2 pay alırken, her bir kız ise 1 pay alır. Örneğin 3 kız ve 2 erkek varsa; erkek sayısı 2 ile çarpılarak 4 bulunur ve bu da kız sayısı olan 3 ile toplanarak 7 paya ulaşılır. Her bir erkek 2/7 pay alırken, her bir kız da 1/7 pay alır. Çocuklara kalan tereke 100 lira olsa, her bir kız 14,28 lira ve her bir erkek 28,56 lira alacaktır ve ayetin bildirdiği 1 erkek payı = 2 kız payı hükmü gerçekleşmiş olur.

- Kız sayısının erkek sayısına oranı ikiyi geçtiği anda “b” şıkkı uygulanır. Kızlar kalanın 2/3’ünü alırlar ve erkekler de 1/3’ünü alarak kendi aralarında eşit olarak paylaşırlar. Bunun ilk örneği olarak, 3 kız ve 1 erkek var ise o zaman kızlar 2/3 pay alıp aralarında eşit paylaşırlar, erkek ise 1/3 alır. Böylece kızların her birinin oranı 2/9 eder. Örneğin 100 lira kaldıysa, erkek 33,3 lira ve kızların her biri de 22,2 lira alırlar. Görüldüğü gibi artık bir erkeğin payı iki kız payından daha azdır. 5 kız ve 2 erkek var ise, yine kız/erkek oranı ikiden fazladır ve ayet hükmünce kızlar toplam 2/3 pay alıp eşit bölüşürlerken, erkekler de 1/3 alıp eşit bölüşürler. Yine geriye 100 lira kalmış olması örneğiyle; kızlar bunun 2/3’ü olan 66,6 lirayı eşit bölüşerek her biri 13,3 lira alırken, erkekler de 1/3 olan 33,3 lirayı eşit bölüşerek her biri 16,6 lira alırlar.

Buradan açıkça görülen şudur: 1. kız ve erkek evlat sayıları eşit ise tam adalet sağlanmaktadır. 2. Kız sayısının erkek sayısına oranı arttıkça erkek lehine yavaşça bir gelişme olmaktadır 3. Erkek lehine olan bu gelişme en fazla bir erkek payı iki kız payı olana kadar yükselebilir. Erkek lehine değişen bu oranların açıklaması ise Nisa 34. Ayet ile verilmiştir. “Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve mallarından mehir ve her türlü harcamada bulunması sebebiyle erkekler, kadınlar üzerine koruyucudurlar.”

Anne-baba için bildirilenler ise oranlama değil kesin paylardır; şöyle ki,

1. evlat var ise, geriye kalandan anne 1/6 ve baba 1/6 alır.

2. evlat yok ise, anne 1/3 alır, baba 2/3 alır.

3. evlat yok ise ve kardeşler var ise, annenin payı 1/6’ya düşer ve kardeşlere de anneden düşürülen bu 1/6 pay verilir.

4. Yüce Allah’ın erkek ve kız çocuklarına uyguladığı oran, anneden düşürülen bu 1/6 pay için de aynen kız ve erkek kardeşlere de uygulanmalıdır çünkü bu pay artık o kardeşlere annelerinden devredilen/kalan gibi düşünülmelidir.

Nisa 12.  Şayet çocukları bulunmuyorsa, kadınlarınızın bıraktığı mirasın yarısı size aittir. Şayet çocukları bulunuyorsa, vasiyetleri yerine getirildikten ve borçları ödendikten sonra geriye kalanın dörtte biri sizindir. Sizin çocuklarınız yoksa bıraktığınız mirasın dörtte biri kadınlarınıza aittir. Çocuklarınız varsa, vasiyetiniz yerine getirildikten ve borçlarınız ödendikten sonra geriye kalanın sekizde biri kadınlarınıza aittir. Şayet erkek veya kadına kelale olduğundan mirasçı olunuyor ve onların da bir erkek ya da bir kız kardeşleri varsa her biri altıda bir alır. Şayet bundan fazla iseler, vasiyet yerine getirilip borçlar ödendikten sonra üçte birde ortaklardır. (Bütün bunlar vârise ve mirasçıya) zarar vermemek için olmalıdır. (Bu hükümler size) Allah’tan bir vasiyettir. Allah (her şeyi bilen) Alim, (kulların hak ettikleri cezayı erteleyen) Halim’dir. 

Ayetin “kelale” kısmına kadar olan kısmı çok nettir ve bunu zaten neredeyse herkes doğru anlamıştır. Fakat sonrasında sıkıntıya düşüldüğü görülmektedir. Öncelikle, geriye kalan eşin -kadın veya erkeğin- payı bildirildikten hemen sonra her iki durum için de “vasiyet ve borçtan sonra” dendiğine dikkat edilmelidir. Ayetin sonunda bu ifade tekrar üçüncü kez yazılmıştır. Oysa bir önceki ayette sadece en sonda bir kere yazılmıştır. Bu tekrarlar boşuna değildir ki Yüce Allah bir tek kelimeyi bile israf etmemiştir. Kuran’daki her bir tekrarın bir amacı vardır. Buradaki tekrarlar, ölenin eşine verilecek payın borç ve vasiyetten sonra kalanı kapsadığına ve diğer mirasçılara ise ancak eşe verilecek paydan da sonra kalanın dağıtılacağına işarettir. Bunun ayrıca kanıtı devamındaki 13. ayetin altında da verilmiş, teyit edilmiştir.

Şimdi bu ayetteki “kelale” kelimesinin sadece ve sadece “anne ve babanın ikisinin de ölmüş olması” durumunu ifade ettiğini çok basit matematikle gösterelim:

Bir kız veya bir erkek kardeş olması durumunda her birine 1/6 verilecek olması ve sonrasında daha fazla kardeş varsa toplam 1/3 alırlar yazmakla verilen emir şudur: 11. ayette evlat varsa anne ve babaya verilecek olan 1/6’şar pay yani toplam 1/3 pay, anne ve babanın her ikisi de ölmüş olduğu için kardeşlere dağıtılmaktadır. Bu oranların nasıl da birbirleriyle uyumlu olduğunun şimdiye kadar fark edilmemiş olması bana göre şaşırtıcıdır. Bu durumda ise ölenin çocukları var demektir çünkü evlatları olmasaydı o zaman anne ve babanın payları 1/3 artı 2/3 olarak toplam yüzde yüz edecekti ve kardeşlere de bunun tamamı pay edilecekti.

Buradaki nüans ise şudur; sadece ve sadece bir tane kardeş var ise o zaman bu tek kardeş ayet hükmüne göre sadece 1/6 alacaktır, böylece diğer kalan her şey çocuklara kalan terekeyi oluşturacaktır.

Bunları anladıktan sonra, 176. ayetin yukarıdaki ihtimaller dışında kalan “hem kelale yani anne ve babanın ölmüş olması ve buna ilaveten hiç evladın da olmaması durumuna açıklık getirilmek üzere gönderildiği de anlaşılır ve böylece “kelale” kelimesinin “anne ve babası olmayan” anlamına geldiği de kesinleşmiş olur. En başta yazdığım gibi, esasen insanlar 11. ve 12. Ayetleri doğru anlayabilselerdi, 176. ayete hiç ihtiyaç kalmayacaktı. İşte bu yüzdendir ki 176. Ayet “Sana fetva soruyorlar. De ki:” diye başlayarak açıklamada bulunduktan sonra “Sapmamanız için Allah size açıklıyor” yazmaktadır.

Nisa 13.  Bu (miras hükümleri) Allah’ın sınırlarıdır. Kim de Allah’a ve Resul’üne itaat ederse, onu altından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Bu büyük bir kazançtır/başarıdır. 

Nisa 33 Anne, baba ve yakın akrabanın geride bıraktıklarından her biri için mirasçılar kıldık. Yemininiz (ya da anlaşmalarınızın) bağladığı kimselere paylarını verin. Şüphesiz ki Allah, her şeye şahit olandır.

Bu ayetin hükmü açıktır. Yemininizin bağladığı kimselere hakkını verin demek ile “evlilik yemini ile bağlı olunan eşlerin hakkının da öncelikle verilmesini” şart koşmaktadır. Buradan çıkarılacak kesin sonuç ise, 11. ayetteki oran ve payların borç ve vasiyet yanında -varsa- eşlerin payının da verilmesinden sonra kalanı kapsadığıdır. Zaten aksi halde Yüce Allah’ın mükemmel bir şekilde oluşturduğu algoritma tamamen işlevsiz kalmış, yok edilmiş olur.

Nisa 176. Sana fetva soruyorlar. De ki: “Allah size kelale hakkında fetva veriyor: Biri ölür, (geride ona mirasçı olacak) çocuğu olmaz, kız kardeşi (mirasçı) olursa (kız kardeşine) mirasın yarısı vardır. Ama kız kardeşi ölmüş de çocuğu yoksa, kendisi (erkek kardeşi) ona mirasçı olur. Şayet kızlar iki olursa (erkek kardeşin mirasının) üçte ikisini alırlar. (Çocuğu olmayan erkeğin) kız ve erkek kardeşleri bundan daha fazlaysa (mirasçı) olursa erkekler, kadınların iki katı pay alır. Sapmamanız için Allah size açıklıyor. Allah, her şeyi bilendir.” 

Kelalenin “anne ve babanın her ikisinin de ölmüş olması durumu” olduğunu yeterince açıkladığımı sanıyorum. Hem anne hem de baba zaten önceden ölmüşlerse ve miras bırakan kişinin evlatları da yok ise, terekenin kardeşler arasında nasıl pay edileceği, aynı evlatlar için 11. Ayettekine benzer şekilde kız/erkek oranlarına bağlanmaktadır.

Bu ayetin kime hitaben yapıldığını şimdiye kadar soran olmamış ki hep ve tamamen yanlış okumuşlar. Aynı evlatlarda olduğu gibi, eğer ki ölen kişinin kardeşlerinin hepsi erkek veya hepsi kadın olsalardı, kalan tereke bunlar arasında zaten eşit dağıtılırdı ve insanlar ilave açıklamaya da ihtiyaç duymazlardı. Demek ki, geride hem kız hem erkek kardeşler birlikte karışık olarak mevcuttur. Bu da 11. ayetteki kız ve erkek evlatların birlikte mirasçı olmaları durumuyla benzerdir. Ancak burada soruyu soran kişi erkek kardeş olmalı ki, açıklama da bu erkek kardeşe hitaben yapılmıştır. Ayet içindeki ifadeler bunu teyit etmektedir.

Ayeti okuduğumuzda kesin olarak anlıyoruz ki, ayetin muhatabı “erkek kardeştir” ve bunun en büyük delili ise “kız kardeşin ölür de başka kardeşi yoksa, sen onun terekesinin tamamını alırsın” diye doğrudan erkek kardeşe seslenilmektedir.

Buna göre doğru okuduğumuzda ayetin hükümleri aşağıdaki şekilde olmak zorundadır:

  1. 1. Bir kız kardeş var ise, yarısı onundur, yarısı erkek kardeşindir.

 

  1. 2. Geride sadece bir tek erkek kardeş kalmış ise, terekenin tamamı erkek kardeşindir. Yani, kız ve erkek kardeşin yoksa terekenin tamamı senindir. Bu durum ölen kişi erkek de olsa kadın da ve geride kalan kardeş ise bir tek erkek de olsa bir tek kadın da hüküm aynı olmak zorundadır.

 

  1. 3. Şayet 2 kız kardeş var ise onlar toplam 2/3 alırlar, erkek kardeş 1/3 alır. Böylece kızların her biri de 1/3 almış olur.

 

  1. 4. Eğer hem erkek kardeşlerin var ise ve kızların sayısı da 2’den fazla ise, o zaman her bir erkek kardeş, iki kız kardeş kadar pay alır.

Bu şıkların açıklamaları ve örneklemesi “evlatlar” kısmında verildiği için tekrar yazmıyorum. Kız ve erkek kardeşler arasındaki bu paylaşım, çocuklar için yaptığım açıklamaların doğruluğuna da bir delil teşkil etmektedir.

İlgili algoritma takip eden sayfada sunulmuştur.

                                      ALGORITHM

  1. 1. Check if there is any wish list or debts

If yes => pay them and deduct it from the total inheritance to find “remaining 1”

  1. 2. Check if there is a husband or wife

 

  • If yes => Check if any kids and distribute the “remaining 1” as follows

    • If yes => husband receives 1/4 and wife receives 1/8

    • If no => husband reveives 1/2 and wife receives 1/4

    • Deduct it from “remaining-1” to find “remaining-2”

 

  • If no => "remaining-2" = "remaining-1", proceed to next step

 

  1. 3. Check if mother and father are both alive and than distribute the “remaining-2”

 

  • İf yes => check if any kids

    • If yes => mother receives 1/6 and father receives 1/6

    • If no => mother receives 1/3 and father receives 2/3

      • Check if any sisters/brothers

        • If yes, mothers 1/3 share decreases to 1/6 and other 1/6 goes to sisters brothers to be shared same as this full

 

  • If no => so, both parents already died, check if any kids

    • If no => Go to 5, Ayet 176

 

  1. 4. If only one of the parents is alive and the other is not

  • His or her share gets distributed same as this full algoritm

 

  1. 5. As per the last part of “Point 3” above, in case there are no kids and both parents already died,

  • Check the deceased’s sibligs gender

    • If all same gender, “remaining-2” gets shared equally

    • Otherwise;

      • If only one girl and only one boy, share equally

      • If two girls and 1 boy, girls receive 2/3 and boy receives 1/3, so again equally shared

      • If minimum 2 boys and minimum 2 girls, then each boy receives twice the share of each girl.

  1. 6. Deduct what all paid under point 3 from “remaining-2” to find “remaining-3”

 

 

  1. 7. Check kids gender. then the calculations are very similar (but not the same) to distribution among siblings as per their gender under point 5.

 

  • If different genders, check girls/boys ratio, R

    • If R ≤ 1, then each gets same share

    • If 1 < R = 2, then each boy reveives twice of that of each girl

    • If R > 2, and until the share of a boy becomes maximum twice of a girl

then girls get 2/3 where as boys gets 1/3 to share equally,

 

Mustafa Kılavuzoğlu, Lausanne 29/12/2020

  
5103 kez okundu

Yorumlar

Miras paylaşımı     09/02/2022 19:13

1 adam ölür 3 kızı anne babası ve eşi hayattaysa tekere nasıl bölüşür anlamadım
Misafir -

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi14
Bugün Toplam359
Toplam Ziyaret1240654
Linkler