Aramızdaki Peygamber: Allah’ın Bugünkü Resulünü Açıklayacağım sizlere… Yüce Allah’ın Bugünkü Resulünü Açıklayacağım sizlere…Başlığa Şaşırdınız mı? Şaşırmayın! Okuyunca çok rahat anlayacaksınız.Size Kuran’da Henüz Kimsenin Anlamadığı Bir Hususu Daha Göstereceğim İnşallah:Önce bütün âlimlerin birbirine benzer şekilde açıkladığı dört ayeti, onların anladıkları haliyle yazıyorum. Ardından da bu ayetlerin bugün bana ne anlattığını söyleyerek “şu anda aramızda Allah’ın bir elçisi olduğunu” size kanıtlayacağım.Bu dört ayeti kısmen anlayanlar da var elbette fakat tam olarak anlayıp bu şekilde doğru birleştiren kimseyi göremedim maalesef.24 Nur 62. Müminler, ancak Allah'a ve Resulüne gönülden inanmış kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir iş üzerindeyken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler. Senden izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Resulüne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan bağış dile, Allah mağfiret edicidir, merhametlidir.24 Nur 63. Resul'ün çağrısını, birbirinize yaptığınız çağrıyla denk tutmayın. İçinizden birbirinin arkasına saklanarak sıvışmak isteyenleri Allah biliyor. Bu sebeple onun buyurmalarına karşı gelenler, kendilerine bir fitnenin veya çok acıklı bir azabın isabet etmesinden sakınsınlar.49 Hucurat 2. Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.49 Hucurat 7. Bilin ki, Allah’ın elçisi aranızda bulunmaktadır. Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı ve (İslâm’ın emirlerine) karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir.---/------Yazının devamı için önemli sayılacak, hepimizin bildiği şu gerçeği öncelikle not edelim: Sevdiklerimizi yüceltmenin en muhteşem yolu, onların emanetlerine sahip çıkarak savundukları değerlerini ve geriye bıraktıkları eserlerini koruyup yaşatmaktır. Sevgili peygamberimizin bize neler emanet etmiş olduğunu iyice bir düşünün. Söz uçar, yazı kalır, bunu hiç unutmayın.Şimdi yukarıdaki bu aynı ayetleri, Yüce Allah’ın ilettiği ve anlamamız gereken hak/gerçek mesaj olarak yazıyorum. Elbette ki bunlar benim naçizâne görüşlerim; doğru olup olmadıklarına kendiniz karar verebilmeniz için dördünü birden okuyunuz lütfen, çok uzun değiller:24 Nur 62. Müminler ancak Allah’a, Resulüne ve Resul’üne verdiği Kuran’a inananlardır. Onlar, önemli/hassas konularda karar vermek için onunla, yani Kuran’la birlikte çalışırlar ve doğru hükmü ve izni Kuran’da bulup ortaya çıkarmadan kesinlikle Kuran’dan ayrılmaz, onu bırakmazlar. İzni ve hükmü Kuran’da arayanlar kesinlikle Allah’a ve Resulüne, "Resul’ün emaneti ve halifesi olan Kuran’a" inananlardır.>> Evet, yanlış okumadınız, Hz. Muhammed’in bize, bütün insanlığa bıraktığı “halifesi Kuran’dır” ve kesinlikle başka insanlar, değillerdir. Kendilerini “halife” zanneden insanlar sadece krallık tahtına varis olmuş kişilerdir. Onlar ancak “güç” adına hareket eden, emir veren krallar, padişahlardır. Allah’ın elçisi artık sadece Kuran’dır ve gerçek halifeler ise “Kuran’dan doğru hüküm ve izin alabilenlerdir”.Allah onlardan bazılarına, aradıkları konudaki hükmü Kuran’da bulmaları için izin verecektir. Yani Kuran size bu konudaki emrini gösterecek, sizin de anlayıp emin olmanızı sağlayacaktır. Kuran size izin vermemişse, cevabınızı tam olarak bulamıyorsanız, hüküm vermeyin, o konudaki hükmü anlamanızın vakti henüz gelmemiş demektir. Kuran'ı anlamadan hüküm verenler için Allah’tan onların affını, bağışlanmalarını dile, çünkü Allah Bağışlayandır, Kuşatan Muhafaza Edendir.24 Nur 63. Resul’ün yani onun halifesi olan Kuran’ın çağrısını/ emrini/iznini/hükmünü, kendi kendinize verdiğiniz izinlerle/hükümlerle bir tutmayın. Allah çok iyi biliyor ki, birbirinize verdiğiniz hükümlerle/izinlerle Kuran’ın izninden ve gerçek hak hükmünden ayrılarak kaçıp duruyorsunuz. Böylece keyfinizin istediği şekilde uydurmalara, hadislere ve rivayetlere sığınarak, Allah’ın hükmünü aramanız gereken Kuran’a karşı onları siper ediyor, sıvışıyorsunuz. Bu şekilde Kuran’ın emrine/iznine/hükmüne karşı gelenler, Kuran’a itiraz edenler, kendilerini bir belânın, sapkınlığın/sapmışların içinde bulacaklar ve kendilerine büyük bir azap dokunacaktır. Bundan sakınmak için sadece ve sadece Allah’ın elçisine, bugünkü elçisi olan Kuran’a uyun.49 Hucurat 2. Ey iman edenler! İnsanların hükümlerini ve rivayetlerini sakın Allah’ın Elçisinin halifesi ve onun yerine elçi olan Kuran’ın emrinin/hükmünün/izninin üstüne yükseltmeyin. Son söz, kesin hüküm, emir ve izin yalnızca Kuran’dan alınacaktır. Günlük hayatınızda birbirinize bağırdığınız, dilediğiniz gibi aranızda emir hüküm verdiğiniz gibi, adalet ve toplum düzeni konularında kesinlikle hükmünüzü, izninizi Allah’ın elçisi Hz. Muhammed’e Kuran olarak gönderdiği emirlerin ve izinlerin üzerine taşırmayın. Yoksa siz farkına bile varmadan, sevap ve güzel zannederek yaptıklarınızın hepsi boşa gider, cehennemin misafirleri olursunuz.Ebediyete uğurlamış olduğunuz sevdiklerinize sahip çıkmanın en büyük göstergesi, onun emanetine, eserine sahip çıkma gayretinizdir. Sizler gerçekten Hz. Muhammed'i seven insanlar olsanız, onun bize emanet ettiği, Yüce Allah'ın kendisine "alemlere nur" olsun diye indirdiği "içinde her şeyi açıkladım" diyerek teyit ettiği Kuran'ı her şeyin üstünde tutarsınız ve onu en doğru şekilde anlamaya çabalarsınız. Anlamadığınız bir husus karşınıza çıkarsa, sabırla ve imanla onun gerçek hükmünün sadece ve sadece Allah'tan Kuran aracılığı ile size gelmesini beklersiniz. Oysa sizlerden çoğunuz ne yapıyorsunuz? Peygamberimizden size kalan(!) -kaldığını zannettiğiniz- suyunun suyu niteliğindeki dedikoduların peşinde bir ömür tüketiyorsunuz. Bu dedikodular, ayette söylenmiş olduğu gibi "ölmüş kardeşinizin etidir" ve sizler de afiyetle yiyorsunuz onun leşini.Bu satırları okuyan bazı akılsızlar muhtemelen sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'in sözlerini reddediyorum zannedeceklerdir. Oysa dediğim şudur "Kuran'a uymayan bir sözü peygamberimiz söylemez, söylemiş olamaz" çünkü Kuran Allah'ın kelimesidir ve içinde hiçbir çelişki olmadığını da Yüce Allah ayetlerinde defalarca bildirmiştir. Buna rağmen beyinleri çocukluktan itibaren hadislere şartlandırılmış olanların, Kuran'a ters düşen hadislere inanmaya devam edip Kuran'ı dışlamaları akılsızlıktan başka bir şey değildir. Hadisler ancak ve ancak Kuran'a aykırı değilse peygamberimize atfedilebilir, inatla bunun aksini yapıp Kuran'a aykırı sözleri "peygamber hadisi, ehli sünnet yolu" zannetmeye devam eden cahiller, sevgili peygamberimizin günahını almaktan başka bir şey yapmıyorlar ve utanmazca bunu savunmalarının yanında ayrıca bu gerçeği ortaya koyanlara da haince saldırıyorlar.49 Hucurat 7. “Bilin ki, Allah’ın elçisi aranızda bulunmaktadır.” >> Siz bu hükmün/bilginin sadece Hz. Muhammed zamanında onun etrafında yaşayan insanlara söylendiğini mi zannediyorsunuz? Öyle olsa, Allah’ın emirlerinin evrenselliğini ve bütün zamanları kapsadığını nasıl iddia edebilirsiniz. Sadece Hz. Muhammed ile beraber yaşayanlara emrediliyorsa, Kuran’ın bizim için ne hükmü olabilir ki? Allah’ın elçisi hâlâ aramızdaysa, bu ancak ve ancak onun bize bıraktığı Kuran olabilir. "Söz uçar, Yazı Kalır" demiştik, sizler uçan sözlerin peşinde o sözler gibi kanatsız dayanaksız uçmaya çalışırken, "hak olarak" gerçekten bize "yazılı kalmış" olanı, Kuran'ı göz ardı ediyorsunuz.Kuran’ın yerine kimi elçi veya halife olarak kabul edebilirsiniz? Peygamber olmayan başka insanların yazdıkları şeyleri mi? Dünyanın en dürüst insanı bile yazmış olsa, onun yazdığını Allah’ın emri ve hükmü olan Kuran’dan üstün tutabilir misiniz? Allah size akıl vermemiş mi ki düşünüp doğrusunu, Allah'ın gönderdiği ve açık açık "içinde hiç bir şeyi eksik bırakmadım" dediği kitapta bulasınız? Bulamıyorsanız, sabırla bulmak için çalışın, Allah izin verdiği takdirde cevabınızı alacaksınız, Allah izin vermemişse hiç başka yollara sapmayın, Kuran üzerinde çalışarak ümit ve dua ile bekleyin.“Eğer o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz” >> yani sizin kendi isteğinize ve keyfinize göre Kuran’ı eğip bükerseniz ve buna yalancı şahit olarak da “hadis” veya rivayetlere uyarsanız ve de sonunda kendinizi Kuran'a değil de Kuran’ı kendinize uydurursanız, tamamen yanlışa sapmış, doğru yoldan çıkmış olarak kötü işler yaparsınız, sadece günah kazanırsınız. Fakat Allah, size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize güzel göstermiş; inkârı, fasıklığı Kuran’ın emirlerine karşı çıkmayı da çirkin göstermiştir. İşte bunlar doğru yolda olanların ta kendileridir. >> Demek ki, doğru yolda olanlar Kuran dışına çıkmayanlardır. Eğer siz Kuran’ı bırakıp da tutup efsanelere, rivayetlere ve kulaktan kulağa aktarılmış, yüzde yüz ispatlanması kesinlikle mümkün olmayan “peygamber sözü” diye sığınmaya çalıştığınız hadislere kapılırsanız, sonunuz hüsran olacaktır.Başka örnekler olsa da, bir ayetle pekiştirmek isterim:Yunus 109. Sana vahyedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır. >> Peygamberimize "sana vahyedilene uy" dendiğine göre bizim de ona vahyedilmiş olan Kuran'a uymamızı söylemiyor mu bu ayet. Kuşkusuz evet.Hadislerin doğru mu yoksa uydurma mı oldukları konusunda yapılabilecek tek çalışma, o hadisin Kuran'a yüzde yüz uygun olduğunu ve hiçbir ayetle çelişmediğini teyit etmek olabilir. Hiçbir hadis, Kuran ayetlerinin yerine veya üstüne geçemez. Hadis okuyorsanız dahi, onun gerçekten peygamberimizin sözü olduğunu anlamak için son sözü mutlaka Kuran söyleyecektir. Yüce Allah'ın kelamı olan Kuran mı doğrudur yoksa birilerinin "bunu peygamberimiz söyledi" diye ilettiği insan sözleri mi?Güzel bir söz, anlamlı bir söz, Kuran’a uygun her söz peygamberimiz tarafından söylenmiş olabilir. Benzer sözler Allah dostu herhangi bir mümin tarafından da söylenmiş olabilir. Bunun dışında, Kuran’a uygun olmayan hiçbir sözü peygamberimiz söylemiş olamaz. Bunu iddia etmek bile şirktir, günahların en büyüğüdür.Konunun daha rahat anlaşılması için Peru'dan antik çağlara ait iki duvar göstermek istiyorum.
“HER DAİM ARANIZDADIR ALLAH’IN ELÇİSİ” DİYOR AYET.
|
3886 kez okundu
Yorumlar 13/11/2022 01:31 Emeğinize sağlık yazi için. Fakat eksik noktalar var. Hz. Muhammed son elçi derken elçi kelimesini genel kullanımla almışsınız, ayette son Nebi der. Son elçi demez. Buradan hareketle bir daha düşünmekte yarar var. Bir de "biz hiçbir topluma resul gondermedikce azap etmeyiz" ayetini iyice düşünmek gerekir. Resulün Kur'an oluşu bir yorum elbette, yanlış demek mümkün değil. Fakat yine de eksik bir yorum kanaatimce.Selametle. Misafir - |