SİNA: Turi- Sina ve Tur-i Sinin SİNA: Turi- Sina ve Tur-i SininBaşlıktaki konuların Hz. Musa ile ilgili olduklarını düşünenler, hayal kırıklığına hazır olun, büyük sürprizlere de hazır olun. Evren ve Dünya'daki oluşumların, en büyüğünden en küçüğüne, meyveden hayvana, hepsinin "İnsan'da karşılıkları" vardır. Tur-i Sina ve Tur-i Sinin de "insan" yaratılışını anlatan ayetlerdendir. Babalarından, atalarından, imamlarından dolayı şartlanmış bazı beyinlerde gerçeklerle yüzleşmenin doğuracağı şoku hafifletmek adına, tampon geçiş olarak daha önceki yazılarımda açıkladığım "Kuran'da insana dair verilen embriyolojik ve mikroskobik" bilgilerle başlamak uygun olacak. Ardından "Tur-i Sina" ve "Tur-i Sinin" nedir açık açık göreceğiz inşallah. Bu ifadelerin Hz. Musa ile hiç bir alakalarının olmadıklarını da anlayacağız. İlgili ayetlerde anlatılanlar, aşağıda yazılı olan Fussilet Suresi 53. Ayetteki "delillerdendir". FUSSİLET 53. Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde/yaratılışlarında onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi? 79. sıradaki Naziat suresinin ilk beş ayetini en başa sıkıştıralım:
En kutsi görevlerden birisi olan "bebek = insan = kul" yaratılması konusunun Kuran'da nasıl basitçe anlatıldığına güzel bir örnek teşkil ediyor. Bunlar ancak mikroskopik araştırmalarla bulunabilecek gerçekler fakat Kuran öylesine sıradan şekilde bunu ispatlıyor ki: Klasik iki meali birlikte veriyorum. ﴾1﴿ Yemin olsun, batmak üzere yükselenlere / şiddetle çıkaranlara
﴾2﴿ Sâkin ve düzenli hareket edenlere / kolayca alanlara
﴾3﴿ Yüzdükçe yüzenlere /
﴾4﴿ Yarıştıkça yarışanlara / yarışta öne geçenlere
﴾5﴿ Emri yerine getirenlere / işi, oluşu yapıp tamamlayanlara
Şimdi de aslında bu ifadelerin bilimsel olarak bize ne kanıtladığını görelim. Ancak mikroskopla görülebilecek olaylar:
|
3. YÜZÜP GİDENLER |
4. YARIŞTA ÖNE GEÇEN: ŞAMPİYON |
Fecr'in ne demek olduğuna bakalım mı?
(ٱلْفَجْر) l-fecr kelimesi kökü (فجر) yarılmak-çatlama (cleavage), bozuşmak-ayrılmak (break up), su ya da sıvı bir şeyin akmasına izin vermek (let (water or and the like) flow, pour forth), serbest bırakmak (unleash), fışkırmak (gush out), aniden düşme-alçalma (descent suddenly), dawn (şafak-günün ağarması), başlangıç (outset-beginning), başlama (start) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 816 (of 1303)
1. Adet haline ≫> kan akışının başlangıcına, rahim içinin ayrılıp dökülmesine
2. On geceye ≫> temizlenip arınma ardından en uygun gecenin vaktine (Onbirinci Gece)
3. Cinsel birleşmeye ≫> tek olan erkek ve kadın kromozomlarının bağlanıp çift olmasına
4. "Akıp gittiği zaman geceye" değil, "Gece akıp gidene, gece yol alana" yani “yumurtaya doğru” akıp giderek yol alan ve miliyonlarcasının içinden yumurtaya ulaşacak olan “o bir tek sperme”
5. AYETTE SORULAN SORUNUN CEVABI: 11. GECEKİ İLİŞKİ İLE 12. GÜNDE MAKSİMUM HAMİLELİK....
Naziat ve Fecr ile diğer mikroskobik/embriyolojik insan üreme sistemiyle ilgili ayetleri detaylı okumak isterseniz: tıklayınız
95-TİN:
1- Tîn'e (incir'e) ve Zeytun'a, 2- Sinin (Sina) dağına 3- Ve bu güvenli beldeye andolsun ki, 4- Biz insanı en güzel biçimde yarattık. 5- Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık. 6- Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır. 7- O halde sana dini ne yalanlatır? 8- Allah, hakimlerin hakimi değil mi
Tin suresindeki "incir, zeytin ve Tur-i Sinin kelimelerinin "maskülen" yani "erkek" bir şeylere karşılık geldiğini okuyoruz: "genitive masculine noun" yani "eril isim".
Translation | Arabic word | Syntax and morphology |
(95:1:1) wal-tīni By the fig, |
P – prefixed preposition wa (oath) N – genitive masculine noun → Fig جار ومجرور
|
|
(95:1:2) wal-zaytūni and the olive, |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine noun → Olive الواو عاطفة
اسم مجرور |
|
(95:2:1) waṭūri And (the) Mount |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine noun → Mount Sinai الواو عاطفة
اسم مجرور |
|
(95:2:2) sīnīna Sinai, |
PN – genitive proper noun
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
|
|
(95:3:1) wahādhā And this |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) DEM – masculine singular demonstrative pronoun الواو عاطفة
اسم اشارة |
|
(95:3:2) l-baladi [the] city, |
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
|
|
(95:3:3) l-amīni [the] secure, |
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة
|
Kaynak: https://corpus.quran.com/wordbyword.jsp?chapter=95&verse=3
Erkeğe dair olan bu kelimelerin karşılıkları o kadar "erkek" ki, görene kadar inanmak zor gelebilir size:
Beşinci ayette söylenen "düşüklerin en aşağısına attık" iki şekilde de doğrudur: İnsan bebeği, dünyanın en çaresiz, en beceriksiz ve en muhtaç yavrularındandır. İnsan ayrıca, yaşama ihtiyaçları dışında da her türlü gereksiz arzulara ulaşmak için bencilce ve acımasızca bütün suçları işlemeye en düşkün, zevk için öldüren/avlanan vicdansız bir canavar haliyle de en zalim, en aşağılık canlıdır. Bu arzularını kontrol altına alanlar, vicdansız davranışlardan sakınarak iyilik yapanlar ve iyilik yapmayı sevenler ise altıncı ayette işaret edilen "kurtuluşa erenlerdir".
Tin: 1- Tîn'e (incire) ve Zeytun'a, 2- Sinin (Sina) dağına
"Sina" ve "Sina Dağları" dünyanın neresinde bulunuyorlar: Mısır ve İsrail'i içine alan Sina Yarımadası, tam da Firavun ve Hz. Musa ile ilgili ayetlerde anlatılan bölgeleri kapsıyor. Haritada bulup yakınlaştırarak neye benzediğini görelim.
SİNA DAĞLARI....
Şimdi de "insan"a bakıp, bu yerin nereye karşılık olduğuna karar verelim. Olay elbette ki sadece "görsel benzetmeyle" alakalı değil. Bulacağımız bölgenin, ilgili ayetlerde anlatılanlarla da birebir örtüşmesi gerekiyor Önce şekilsel olarak bakalım:.
Giriş kısmında gördük ki, Tur-i Sinin, erkeğe denk geliyor ve erkek üreme organındaki detayları tam olarak betimliyor. Tur-i Sinin'i aşağıda görüyoruz, tıp fakültelerinde anlatıldığı ve gösterildiği şekliyle: İncir, zeytin ve sinin dağı bir arada. Yüce Allah, bizi nasıl yarattığını en ince detayına kadar bize gösteriyor.
https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Anatomy,_descriptive_and_applied_(1913)_(18009587240).jpg
Dışı İncir İçi Zeytin...
Tahmin edebileceğiniz gibi, Tur-i Sina da yukarıdaki görüntünün, yani Tur-i Sinin'in kadındaki karşılığı olmalı. Bakalım gerçekten öyle mi:
Esasen, anne rahminde erkek ve kız bebeklerin etek bölgesi/cinsel organları ilk safhalarda aynıdır ve temelde erkek ve kız pek de farklı değildir. Sonrasında, bu bölge erkekte dışa doğru, kızlarda ise içe doğru gelişerek oluşum tamamlanır. Aşağıdaki ilk şematik resimde, üst satır hem erkek hem erkek için aynıdır. Erkek gelişimi sol taraftaki gibi, kadın gelişimi ise sağ taraftaki gibi devam eder. Alttaki resim ise, kadın ve erkeğin "cinsel organ açısından bile" nasıl da benzer olduklarının kanıtıdır.
https://en.wikipedia.org/wiki/Development_of_the_reproductive_system
Female = Dişi, Male = Erkek
Demiştik ki "Tahmin edebileceğiniz gibi, Tur-i Sina da yukarıdaki görüntünün, yani Tur-i Sinin'in kadındaki karşılığı olmalı. Bakalım gerçekten öyle mi:" Bunu da Müminun suresinde bulacağız.
Sözlükdeki karşılığını bulup, Tur-i Sina için anlatılanların "feminen" yani "dişil" bir oluşumlara işaret ettiğini görelim: Ağaçlar ve meyveler dişil, onu yiyecek olan eril.
Translation | Arabic word | Syntax and morphology |
(23:20:1) washajaratan And a tree |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – accusative feminine indefinite noun → Tree الواو عاطفة
اسم منصوب |
|
(23:20:2) takhruju (that) springs forth |
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
|
|
(23:20:3) min from |
P – preposition
حرف جر
|
|
(23:20:4) ṭūri Mount Sinai |
N – genitive masculine noun → Mount Sinai
اسم مجرور
|
|
(23:20:5) saynāa Mount Sinai |
PN – genitive proper noun
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
|
|
(23:20:6) tanbutu (which) produces |
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
|
|
(23:20:7) bil-duh'ni oil |
P – prefixed preposition bi N – genitive masculine noun → Oil جار ومجرور
|
|
(23:20:8) waṣib'ghin and a relish |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) N – genitive masculine indefinite noun الواو عاطفة
اسم مجرور |
|
(23:20:9) lil'ākilīna for those who eat. |
P – prefixed preposition lām N – genitive masculine plural active participle جار ومجرور
|
|
(23:21:1) wa-inna And indeed, |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) ACC – accusative particle الواو عاطفة
حرف نصب |
|
(23:21:2) lakum for you |
P – prefixed preposition lām PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun جار ومجرور
|
|
(23:21:3) fī in |
P – preposition
حرف جر
|
|
(23:21:4) l-anʿāmi the cattle |
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
|
|
(23:21:5) laʿib'ratan surely, (is) a lesson. |
EMPH – emphatic prefix lām N – accusative feminine indefinite noun اللام لام التوكيد
اسم منصوب |
|
(23:21:6) nus'qīkum We give you drink |
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb PRON – 2nd person masculine plural object pronoun فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
|
|
(23:21:7) mimmā from what |
P – preposition REL – relative pronoun حرف جر
اسم موصول |
|
(23:21:8) fī (is) in |
P – preposition
حرف جر
|
|
(23:21:9) buṭūnihā their bellies, |
N – genitive masculine plural noun PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
|
|
(23:21:10) walakum and for you |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) P – prefixed preposition lām PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun الواو عاطفة
جار ومجرور |
|
(23:21:11) fīhā in them |
P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun جار ومجرور
|
|
(23:21:12) manāfiʿu (are) benefits |
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
|
|
(23:21:13) kathīratun many |
ADJ – nominative feminine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
|
|
(23:21:14) wamin'hā and of them |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun الواو عاطفة
جار ومجرور |
|
(23:21:15) takulūna you eat. |
V – 2nd person masculine plural imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
|
|
(23:22:1) waʿalayhā And on them |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) P – preposition PRON – 3rd person feminine singular object pronoun الواو عاطفة
جار ومجرور |
|
(23:22:2) waʿalā and on |
CONJ – prefixed conjunction wa (and) P – preposition الواو عاطفة
حرف جر |
|
(23:22:3) l-ful'ki [the] ships |
N – genitive masculine noun → Ship
اسم مجرور
|
|
(23:22:4) tuḥ'malūna you are carried. |
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb PRON – subject pronoun فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
|