• KURAN'DA MİKROSKOBİK & KOZMOLOJİK BİLGİLER
    • gereçler: bilim sağduyu bilgi inanç vicdan akıl adil sabır özgürlük
    • Bilim Işığın, Gölgen Cehaletin.
    • Kaçamayacaksın ışıktan, Gölgen ortaya çıkacak
  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/profile.php?id=100079071813049
  • https://www.twitter.com/@asronspace
  • https://www.instagram.com/kilavuzoglu.mustafa/
  • https://www.youtube.com/channel/UCFVG7clKZdbDuVuLZ3T68jA
SİNA: Turi- Sina ve Tur-i Sinin

SİNA: Turi- Sina ve Tur-i Sinin

Başlıktaki konuların Hz. Musa ile ilgili olduklarını düşünenler, hayal kırıklığına hazır olun, büyük sürprizlere de hazır olun. Evren ve Dünya'daki oluşumların, en büyüğünden en küçüğüne, meyveden hayvana, hepsinin "İnsan'da karşılıkları" vardır. Tur-i Sina ve Tur-i Sinin de "insan" yaratılışını anlatan ayetlerdendir.

Babalarından, atalarından, imamlarından dolayı şartlanmış bazı beyinlerde gerçeklerle yüzleşmenin doğuracağı şoku hafifletmek adına, tampon geçiş olarak daha önceki yazılarımda açıkladığım "Kuran'da insana dair verilen embriyolojik ve mikroskobik" bilgilerle başlamak uygun olacak. Ardından "Tur-i Sina" ve "Tur-i Sinin" nedir açık açık göreceğiz inşallah. Bu ifadelerin Hz. Musa ile hiç bir alakalarının olmadıklarını da anlayacağız. İlgili ayetlerde  anlatılanlar, aşağıda yazılı olan Fussilet Suresi 53. Ayetteki "delillerdendir".

FUSSİLET 53. Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde/yaratılışlarında onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?

79. sıradaki Naziat suresinin ilk beş ayetini en başa sıkıştıralım:

En kutsi görevlerden birisi olan "bebek = insan = kul" yaratılması konusunun Kuran'da nasıl basitçe anlatıldığına güzel bir örnek teşkil ediyor. Bunlar ancak mikroskopik araştırmalarla bulunabilecek gerçekler fakat Kuran öylesine sıradan şekilde bunu ispatlıyor ki: Klasik iki meali birlikte veriyorum.

﴾1﴿  Yemin olsun, batmak üzere yükselenlere / şiddetle çıkaranlara

﴾2﴿  Sâkin ve düzenli hareket edenlere / kolayca alanlara

﴾3﴿  Yüzdükçe yüzenlere / 

﴾4﴿  Yarıştıkça yarışanlara / yarışta öne geçenlere

﴾5﴿  Emri yerine getirenlere / işi, oluşu yapıp tamamlayanlara
 
Şimdi de aslında bu ifadelerin bilimsel olarak bize ne kanıtladığını görelim. Ancak mikroskopla görülebilecek olaylar:


Spermleri görecek kapasitedeki mikroskoplar neredeyse 300 yıldır hayatımızda fakat nedense kimsenin aklına gelmiyor bu gerçekleri farketmek çünkü anlamadıkları her ayetin altında "ruhlar, melekler, cinler" gibi ilahi varlıklar, ruhani olaylar arıyorlar. Yüce Allah'ın bize bilim yoluyla yaratılışı anlatarak, bu bilginin ancak Yaratıcıdan geldiğini göstermek istediğini bir türlü düşünmüyorlar. Yaratıcımız diyor ki "Bunları görüp anlayın ki Yaratıcı'nıza kanıtlarıyla iman edesiniz." VE; İslam'ı yayarken Allah'ın bu kanıtlarıyla cihat edesiniz. (Cihat, sadece Kuran'daki bilgileri iletmek ve savunmaktır, bunun ötesi haramdır)

Naziat Beşinci ayette bildirilen "işi yerine getirip tamamlayınca" ne oluyor: İnsan Zigotu, 23+23=46 kromozomlar bağlandı ve Allah'ın izniyle bebeğimiz yola çıktı: bu da Naziat suresinin toplam ayet sayısı: 46. İşlem tamamlanıyor ve Fecr suresinin 26. ayetine denk geliyor: "Kimse Allah'ın bağladığı gibi bağ vuramaz". SüphanAllah. Naziat 3 ve 4. ayetler ise Fecr 4. ayetle aynı şeyi işaret ediyorlar. Fecr suresi "kadınlarda adet/ay halini" anlatıyor ve o da tam bir adet dönemi kadar, yani 30 ayete sahip.

Naziat ve Fecr ile diğer mikroskobik/embriyolojik insan üreme sistemiyle ilgili ayetleri detaylı okumak isterseniz: tıklayınız


3. YÜZÜP GİDENLER

4. YARIŞTA ÖNE GEÇEN: ŞAMPİYON

EMRİ, İŞİ OLUŞU YERİNE GETİRENLER

F E C R ....

    • 1. Fecr’e;
      2. Ve on geceye;
      3. Ve çifte ve teke;
      4. Ve geceye akıp-gittiği zaman.
      5. Bunlarda akıl sahibi için bir işaret/yemin/delil/kasem var mı?

Fecr'in ne demek olduğuna bakalım mı?
(ٱلْفَجْر) l-fecr kelimesi kökü (فجر) yarılmak-çatlama (cleavage), bozuşmak-ayrılmak (break up), su ya da sıvı bir şeyin akmasına izin vermek (let (water or and the like) flow, pour forth), serbest bırakmak (unleash), fışkırmak (gush out), aniden düşme-alçalma (descent suddenly), dawn (şafak-günün ağarması), başlangıç (outset-beginning), başlama (start) anlamındadır. Hans Wehr 4th ed., page 816 (of 1303)

    • AYETLERİN BİLİMSEL KARŞILIKLARI VE AÇIKLAMASI:
  1. 1. Adet haline ≫> kan akışının başlangıcına, rahim içinin ayrılıp dökülmesine

  2. 2. On geceye ≫> temizlenip arınma ardından en uygun gecenin vaktine (Onbirinci Gece)

  3. 3. Cinsel birleşmeye ≫> tek olan erkek ve kadın kromozomlarının bağlanıp çift olmasına

  4. 4. "Akıp gittiği zaman geceye" değil, "Gece akıp gidene, gece yol alana" yani “yumurtaya doğru” akıp giderek yol alan ve miliyonlarcasının içinden yumurtaya ulaşacak olan “o bir tek sperme”


5. AYETTE SORULAN SORUNUN CEVABI: 11. GECEKİ İLİŞKİ İLE 12. GÜNDE MAKSİMUM HAMİLELİK....

Naziat ve Fecr ile diğer mikroskobik/embriyolojik insan üreme sistemiyle ilgili ayetleri detaylı okumak isterseniz: tıklayınız

Sina'dan bahseden Tin suresine hafifçe göz atalım ve bilimsel olarak nelerden bahsettiğini anlayalım: Yine ancak mikroskopla görülebilecek biyolojik oluşumlar.

95-TİN:

1- Tîn'e (incir'e) ve Zeytun'a, 2- Sinin (Sina) dağına 3- Ve bu güvenli beldeye andolsun ki, 4- Biz insanı en güzel biçimde yarattık. 5- Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık. 6- Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır. 7- O halde sana dini ne yalanlatır? 8- Allah, hakimlerin hakimi değil mi

Tin suresindeki "incir, zeytin ve Tur-i Sinin kelimelerinin "maskülen" yani "erkek" bir şeylere karşılık geldiğini okuyoruz: "genitive masculine noun" yani "eril isim".

Chapter (95) sūrat l-tīn (The Fig)

Translation Arabic word Syntax and morphology
(95:1:1)
wal-tīni
By the fig,
P – prefixed preposition wa (oath)
N – genitive masculine noun → Fig
جار ومجرور
(95:1:2)
wal-zaytūni
and the olive,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun → Olive
الواو عاطفة
اسم مجرور
(95:2:1)
waṭūri
And (the) Mount
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine noun → Mount Sinai
الواو عاطفة
اسم مجرور
(95:2:2)
sīnīna
Sinai,
PN – genitive proper noun
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
(95:3:1)
wahādhā
And this
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
(95:3:2)
l-baladi
[the] city,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
(95:3:3)
l-amīni
[the] secure,
ADJ – genitive masculine singular adjective
صفة مجرورة

Kaynak: https://corpus.quran.com/wordbyword.jsp?chapter=95&verse=3

Erkeğe dair olan bu kelimelerin karşılıkları o kadar "erkek" ki, görene kadar inanmak zor gelebilir size:

Beşinci ayette söylenen "düşüklerin en aşağısına attık" iki şekilde de doğrudur: İnsan bebeği, dünyanın en çaresiz, en beceriksiz ve en muhtaç yavrularındandır. İnsan ayrıca, yaşama ihtiyaçları dışında da her türlü gereksiz arzulara ulaşmak için bencilce ve acımasızca bütün suçları işlemeye en düşkün, zevk için öldüren/avlanan vicdansız bir canavar haliyle de en zalim, en aşağılık canlıdır. Bu arzularını kontrol altına alanlar, vicdansız davranışlardan sakınarak iyilik yapanlar ve iyilik yapmayı sevenler ise altıncı ayette işaret edilen "kurtuluşa erenlerdir".

Tin: 1- Tîn'e (incire) ve Zeytun'a, 2- Sinin (Sina) dağına

"Sina" ve "Sina Dağları" dünyanın neresinde bulunuyorlar: Mısır ve İsrail'i içine alan Sina Yarımadası, tam da Firavun ve Hz. Musa ile ilgili ayetlerde anlatılan bölgeleri kapsıyor. Haritada bulup yakınlaştırarak neye benzediğini görelim.

 


SİNA DAĞLARI....

Şimdi de "insan"a bakıp, bu yerin nereye karşılık olduğuna karar verelim. Olay elbette ki sadece "görsel benzetmeyle" alakalı değil.  Bulacağımız bölgenin, ilgili ayetlerde anlatılanlarla da birebir örtüşmesi gerekiyor Önce şekilsel olarak bakalım:.

Kısa ve net: "İncirle, zeytinle en güvenli bir yerde insanın en güzel şekilde yaratılması" söylenerek açık açık gösterilen, dünyada Sina coğrafyası, insanda hem kadın hem erkekte "Genitalia Ülkesi" yani "Etek Bölgesi"ne işaret ediyor. 

Giriş kısmında gördük ki, Tur-i Sinin, erkeğe denk geliyor ve erkek üreme organındaki detayları tam olarak betimliyor. Tur-i Sinin'i aşağıda görüyoruz, tıp fakültelerinde anlatıldığı ve gösterildiği şekliyle: İncir, zeytin ve sinin dağı bir arada. Yüce Allah, bizi nasıl yarattığını en ince detayına kadar bize gösteriyor.

https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Anatomy,_descriptive_and_applied_(1913)_(18009587240).jpg 

Dışı İncir İçi Zeytin...

Tahmin edebileceğiniz gibi, Tur-i Sina da yukarıdaki görüntünün, yani Tur-i Sinin'in kadındaki karşılığı olmalı. Bakalım gerçekten öyle mi:

Esasen, anne rahminde erkek ve kız bebeklerin etek bölgesi/cinsel organları ilk safhalarda aynıdır ve temelde erkek ve kız pek de farklı değildir. Sonrasında, bu bölge erkekte dışa doğru, kızlarda ise içe doğru gelişerek oluşum tamamlanır. Aşağıdaki ilk şematik resimde, üst satır hem erkek hem erkek için aynıdır. Erkek gelişimi sol taraftaki gibi, kadın gelişimi ise sağ taraftaki gibi devam eder. Alttaki resim ise, kadın ve erkeğin "cinsel organ açısından bile" nasıl da benzer olduklarının kanıtıdır.

https://en.wikipedia.org/wiki/Development_of_the_reproductive_system 



                 Female = Dişi,                                 Male = Erkek

Demiştik ki "Tahmin edebileceğiniz gibi, Tur-i Sina da yukarıdaki görüntünün, yani Tur-i Sinin'in kadındaki karşılığı olmalı. Bakalım gerçekten öyle mi:" Bunu da Müminun suresinde bulacağız.

﴾18﴿  Gökten uygun ölçüde su indirir, onu arzda tutarız. Kuşkusuz bizim onu gidermeye de gücümüz yeter.

﴾19-20﴿  O su sayesinde sizin için, çok sayıda meyvelerin bulunduğu, yiyip beslendiğiniz hurma bahçeleri, üzüm bağları; kezâ Sînâ dağında yetişen, hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık veren bir ağaç (zeytin ağacı) meydana getiririz.
(20. ayet için farklı bir meal, olayı daha doğru şekilde vermektedir: "Sina Dağı civarında yetişen ve yiyenler için yağ ve lezzet üreten bir ağaç..."
     Zeytin mi acaba? Şimdi göreceğiz...
 
Önce 18. ayette bildirilen "gökten inen suyun" embriyonik safhadaki "amniyotik su" olduğunu ve bu sudan beslenerek "beden=arz"'ın meydana geldiğini söyleyelim. Detaylarını buradan okuyabilirsiniz, (bu yazıda ayrıca Kamer suresini de anlamış olacaksınız.) "==> Kamer - ay yarıldı ne demek"
 
Anne karnında kız bebeklerde genital bölge oluşurken, ayette belirtilen "yağ üreten" ve cinsel ilişkiyi kolaylaştırarak "lezzet üreten" yapılar yaratılırlar. Kuran'da ağaç ve meyvesi olarak işaret edilen bu oluşumlara anatomide "Bartholin Bezleri" deniyor.

Şimdi, Tur-i Sina'yı ve lezzet için yağ üreten meyvelerini bir arada, aşağıda görebilirsiniz:

Ve nihayet Tur-i Sina ve Tur-i Sinin; her ikisini de bir arada görelim:

 
FUSSİLET 53. Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde/yaratılışlarında onlara göstereceğiz ki, o Kur’an’ın gerçek olduğu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her şeye şâhit olması yetmez mi?
 
Yukarıda berttiğim gibi; "En kutsi görevlerden birisi olan "bebek = insan = kul" yaratılması" ile ilgili bazı modern bilimsel detaylar/deliller gördük.
 
Bu yazıda gördüklerimiz, pek çok diğer kanıtlardan/delillerden sadece ufak bir kısım; vakit buldukça bir çoğunu şu yazıda tek çatı altında toplamaya çalışıyorum: En az bu makalede yazılanlar kadar derin, farklı konularda bilimsel eşleşmeler göreceksiniz.
İlave bir not olarak; surenin devamında geçen "onların karınlarından size süt içirdik" ifadesi, hayvanlarla ilgili olmayıp kadınların bebekler için üretebildikleri sütü ifade etmektedir. Nasıl ki "evrenin" "dünyanın" "ağaçların/meyvelerin" insanda karşılıklarını bulup gösteriyorsak, hayvanların da bu şekilde insanda birebir karşılıkları vardır. "Onlardan yersiniz de" diyerek ise, yukarıda açıklanan "lezzetli yemek" bahsediliyor.
 
﴾21﴿  Sizin için hayvanlarda da alınacak ders vardır. Size onların karınlarında oluşan nesneden içiriyoruz; onlardan sağladığınız başka birçok fayda da var, onlardan yiyecek sağlıyorsunuz.
 
Son olarak "inananlar" için belirtmek isterim ki; bugüne kadar hiç kimsenin karşılığını bulamadığı bu 50 kadar müteşabih ayetin açıklamalarını sadece ve sadece Kuran ve Bilim ile, akıl ve vicdanımla, başka hiç bir kaynağa başvurmadan, Allah'ın izniyle yaptım/yapıyorum. Kuran dışında - ve Allah'ın izni olmadıkça- ne bir hadis, ne bir rivayet, ne de bir imam veya şeyh, şıh hiç kimse veya hiç bir şey ya da kitap size bu hakikati/gerçekleri veremezdi. Kuran ile yüzde yüz uyumlu olmadıkça, edebiyat maksadıyla okumak dışında onların hiç birine güvenmeyiniz ve itibar etmeyiniz, yoksa siz farkında bile olmadan şeytanın ayak izini takip ediyor olacaksınız.
 
Umarım, "mesajı iletmek"le sınırlı olan görevimizi hakkıyla yerine getirmiş, "nefsinizdeki/yaratılışınızaki kanıtları" Kuran'dan size yeterince gösterebilmişimdir. Böylece, aklı olanlar, düşünebilenler, bu ayetlerdeki bilimsel kanıtların 1400 yıl öncesinde ancak ve ancak Yaratıcıdan gelebileceğine ikna olurlar ve "iman doğrultusunda" bir yol tutarlar.
 
Selamlar, Sevgiler

Sözlükdeki karşılığını bulup, Tur-i Sina için anlatılanların "feminen" yani "dişil" bir oluşumlara işaret ettiğini görelim: Ağaçlar ve meyveler dişil, onu yiyecek olan eril.

Chapter (23) sūrat l-mu'minūn (The Believers)

Translation Arabic word Syntax and morphology
(23:20:1)
washajaratan
And a tree
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine indefinite noun → Tree
الواو عاطفة
اسم منصوب
(23:20:2)
takhruju
(that) springs forth
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
(23:20:3)
min
from
P – preposition
حرف جر
(23:20:4)
ṭūri
Mount Sinai
N – genitive masculine noun → Mount Sinai
اسم مجرور
(23:20:5)
saynāa
Mount Sinai
PN – genitive proper noun
اسم علم مجرور بالفتحة بدلاً من الكسرة لأنه ممنوع من الصرف
(23:20:6)
tanbutu
(which) produces
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
(23:20:7)
bil-duh'ni
oil
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun → Oil
جار ومجرور
(23:20:8)
waṣib'ghin
and a relish
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – genitive masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم مجرور
(23:20:9)
lil'ākilīna
for those who eat.
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural active participle
جار ومجرور
(23:21:1)
wa-inna
And indeed,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب
(23:21:2)
lakum
for you
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
(23:21:3)

in
P – preposition
حرف جر
(23:21:4)
l-anʿāmi
the cattle
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
(23:21:5)
laʿib'ratan
surely, (is) a lesson.
EMPH – emphatic prefix lām
N – accusative feminine indefinite noun
اللام لام التوكيد
اسم منصوب
(23:21:6)
nus'qīkum
We give you drink
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
(23:21:7)
mimmā
from what
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
(23:21:8)

(is) in
P – preposition
حرف جر
(23:21:9)
buṭūnihā
their bellies,
N – genitive masculine plural noun
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مجرور و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
(23:21:10)
walakum
and for you
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
(23:21:11)
fīhā
in them
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
(23:21:12)
manāfiʿu
(are) benefits
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
(23:21:13)
kathīratun
many
ADJ – nominative feminine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
(23:21:14)
wamin'hā
and of them
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
(23:21:15)
takulūna
you eat.
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
(23:22:1)
waʿalayhā
And on them
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
(23:22:2)
waʿalā
and on
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
(23:22:3)
l-ful'ki
[the] ships
N – genitive masculine noun → Ship
اسم مجرور
(23:22:4)
tuḥ'malūna
you are carried.
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل

 

 

  
9465 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam380
Toplam Ziyaret1240675
Linkler