Rum (Hristiyanlar) Galip Gelecek ne demek?
RUM 1-5. Ayetleri DOĞRU anladığını zannedenler diyor ki "Hristiyan Bizans İmparatorluğu, savaşta putperest İranlılara yenilmişti ama yakında tekrar savaşıp galip gelecekler." Ve ayet gerçekleşti, ALLAH NE DEDİYSE ZATEN O OLACAKTIR; Bizans gerçekten bir sonraki savaşta elbette galip geldi.... Ayetin "en yüzeysel, en basit" karşılığı da budur. Oysa Kuran ayetleri katman katmandır ve bu türden ayetlerin yüzeysel karşılıkları, insanların gözüne bir perdedir; çünkü ayet başka bir şey anlatıyor. Bazı surelerin ilk 5 ayeti teşbih sanatıyla gerçekten büyük mucizeleri göstermektedir. Sitede ana sayfada farklı örneklerini bulabilirsiniz.
İnsanlığın büyük sorunlarından birisi: Yanlış bildiklerinize sıkı sıkı sarılıyorsunuz, bundan vazgeçin ve Allah'ın emrettiği gibi "ataların izinden ezbere gitmeyin, düşünüp akledin". Rum suresinde ilgili Ayetlerde "İranlılardan" hiç bahsedilmez. "Rum arzın yakın/alçak bir yerinde yenildi, bu yenilginin ardından tekrar yenecekler" demektedir. Farklı yazılarımda "ARZ" kelimesinin, birisi "Kuran Ayetleri" demek olan farklı karşılıklarını göstermiştim. Hristiyanlık için de bu kavram "İncil Ayetlerini" ifade eder. Allah'ın bize ARZ ETTİĞİ bilgiler demektir ARZ: ARZ ne demek, 4 farklı ARZ
"İŞTE BÜYÜK MUCİZE" diye tutturdular... BİR SAVAŞTA GALİP GELME OLASILIĞI YARI YARIYADIR ve farklı senaryoları düşünseniz bile bu olasılık 1/10'u geçemez. Yazı tura atıp bir kere veya on kere doğru bilmeye mucize denemez. TRİLYON KERE TRİLYON DEFA ÜST ÜSTE BİLİRSEN, ANCAK O ZAMAN MUCİZE OLUR VE KURAN'DA BUNUN ÖRNEKLERİNİ GÖSTERDİM: SAAT GELDİ AY YARILDI: Kuran'da Yeni Bir Uyarıcı - Beyin ve Sinir Sistemi İşte, Aşağıdaki tablonun bire bir eşleşme ihtimali trilyon kere trilyondan kat kat düşüktür.
RUM SURESİ: Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
.1. Elif Lâm Mîm. 2,3,4,5. Rumlar yenildi, ARZ'ın yakın bir yerinde. Onlar yenilgilerinden sonra birkaç yıl içinde galip gelecekler. Önce de, sonra da emir Allah'ındır. O gün Allah'ın (Rumlara) zafer vermesiyle mü'minler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.
GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ, ayetlerde ne bir savaştan bahsetmektedir ne de İranlılardan. İranlılar tarih boyunca farklı devletler kurmuştur. Yunanlılar, tanrılarından birisi olan Perseus adına onlara Pers diye adlandırmış, Araplar ise alfabelerinde "p" harfi olmadığı için buna "farsi" demişlerdir. Sasani imparatorluğu olarak da bilinirler. Sınır komşusu olan bu iki devlet, atfedilen savaştan önce de 600 yıl boyunca zaten defalarca savaşmışlardır. Ayetlerin devamında diyor ki; bu GALİBİYET ancak Allah'ın emriyledir ve bu gerçekleştiğinde mü’minler ferahlayıp sevineceklerdir.
Oysa böyle bir galibiyetin Müslüman müminlere hiç bir faydası yoktur çünkü sizler Allah nezdinde galibiyet nedir ondan da bihabersiniz, ya da bilenler bile bunu bin yıldır ıskalamışlardır. Fakat, buna bir anlam vermek zorunda hisseden "aceleci" tefsirciler, vakti gelip ayetin gerçeğinin ortaya çıkmasını beklemek yerine, pek çok diğer ayette olduğu gibi burada da "zan" ile buna yakın bir olayı ayetle bütünleştirip "uydurmuşlardır". Ancak, ayetler diyor ki "zan, haktan hiç bir şey getirmez ve zannın bir kısmı da günahtır"(Hucurat 12 ve Necm 28). Ama kimin umurunda, biz kulaktan kulağa atalarımızdan duyduğumuz rivayetlere inanırız diyorlar.... Buyrunuz okuyunuz: Hadislerle Kulaktan Kulağa
Kuran'da "Müşrik" oldukları açıkça bildirilen Hristiyan Rumların, putperest İranlıları yenmeleri nasıl olur da müşriklere karşı savaşan Müminleri sevindirebilir? Peygamberimizden yaklaşık 300 sene öncesinde 325 yılında Rumların Hristiyan Konseyi/Konsili, bütünlük sağlamak adına İznik'te toplanarak pek çok farklı, tezatlarla dolu "İncil" kitaplarından, seçmece usülü uygun olanları almış, gerisini bırakmışlardır. Bu durum, aynı seçmece yöntemini kullanan bizim hadisçilerin durumundan hiç farklı değildir, ah bir farkedebilseler, bir akledebilseler... Bugünkü Müslümanların içler acısı durumunu da buradan okuyabilirsiniz: Müşrik Müslümanlar: Yeni Ehli Kitap
Nihayetinde İznik'te kabul gören "İncil", son haliyle de İsa peygamberi hem Tanrı'nın oğlu hem de Tanrı kabul eden Teslis inancına sahiptir, YANİ BU AYETLER İNDİĞİNDE RUMLAR TAMAMEN MÜŞRİKTİLER.
Burada okuyabilirsiniz: Birinci İznik Konsili
Özetle: MS 325’te İznik’teki konseyde hazırlanan ve Hristiyanlığın mezheplerinin hemen hemen hepsince kabul edilen inanç bildirgesi şöyledir: “Her şeye gücü yeten, görülen ve görülmeyen, bütün şeylerin Yaradanı olan bir tek Baba Tanrı’ya inanıyoruz; bir tek Rab İsâ Mesih’e inanıyoruz: Tanrı’nın Oğlu, Baba’dan doğan biricik Oğul, yani Baba’nın özvarlığından oluşan Tanrı’dan Tanrı, Nurdan Nur, gerçek Tanrı’dan gelen gerçek Tanrı, yaratılmış değil, doğurulmuş, Baba’nın aynı öz varlığına sahip olan, kendi aracılığıyla gökteki ve yerdeki her şey yapılmış, biz insanlar için ve kurtuluşumuz için gökten inmiş, insan bedeni almış ve insanlar arasında yaşamış, sıkıntı çekmiş ve üçüncü günde ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, dirilerle ölüleri yargılamaya gelecek olan O’dur; ve Kutsal Ruh’a da inanıyoruz.”
MÜŞRİKLER GALİP GELDİ DİYE SEVİNEN MÜMİN MÜSLÜMANLAR(!)... SÜREKLİ OLARAK MÜŞRİKLERİ YEREN, AŞAĞILAYAN HEPSİNİN CEHENNEME GİDECEĞİNİ SÖYLEYEN YÜCE ALLAH'IN BUNU SÖYLEYEBİLECEĞİNE İNANMAK, ONA HAKARETTEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. ANCAK, GÖNÜLLER KÖR OLUNCA, AKIL DA YOLDAN SAPIYOR MALESEF.
Peygamberimiz zamanında ve sonrasında tarih boyunca Haçlı Seferleriyle Müslümanlara en büyük zulmü etmiş olan müşrik Hristiyanlar, (ve BÜTÜN MÜŞRİKLER) İranlıları yendiklerinde "müminlerin sevinip ferahlaması" nasıl bir tezattır. O Hristiyanlar ki, bugün bile Müslüman ülkelerin geri kalmaları ve emperyal çıkarları adına o ülkelerde iç savaş çıkarmak dahil her türlü kötülüğü yapmaktalar. Hristiyanların bu şekilde galibiyetleri müminleri rahatlatamaz, onların ancak azabını arttırır. Oysa Kuran'da tezat, çelişki yoktur. O yüzdendir ki, "ataların izinde gitmeyin, düşünüp akledin" diyor Yüce ALLAH.
Bazıları da, bu ayette mucize bulma çabasıyla "yakın, daha yakın" gibi anlamları olan ادني kelimesini "en düşük" diye değiştirerek, coğrafi olarak en alçak rakıma sahip yeri de savaş yeri ilan ettiler. Evet, bir mucize ortaya çıkarmak adına, ayetteki "arzın yakın yeri" ifadesini "arzın en alçak yeri" diye değiştirdiler. Biraz araştıralım ve Kuran'da bu kelimenin geçtiği diğer ayetleri bulalım, orada kullanılan anlamları inceleyelim. Tam 9 yerde geçiyor:
Sure numarası |
Suredeki ayet numarası |
Ayet_______________________________________________________________________ |
2 |
61 |
واذ قلتم يموسي لن نصبر علي طعام وحد فادع لنا ربك يخرج لنا مما تنبت الارض من بقلها وقثايها وفومها وعدسها وبصلها قال اتستبدلون الذي هو ادني بالذي هو خير اهبطوا مصرا فان لكم ما سالتم وضربت عليهم الذله والمسكنه وبااو بغضب من الله ذلك بانهم كانوا يكفرون باايت الله ويقتلون النبين بغير الحق ذلك بما عصوا وكانوا يعتدون |
4 |
3 |
وان خفتم الا تقسطوا في اليتمي فانكحوا ما طاب لكم من النساا مثني وثلث وربع فان خفتم الا تعدلوا فوحده او ما ملكت ايمنكم ذلك ادني الا تعولوا |
5 |
108 |
ذلك ادني ان ياتوا بالشهده علي وجهها او يخافوا ان ترد ايمن بعد ايمنهم واتقوا الله واسمعوا والله لا يهدي القوم الفسقين |
30 |
3 |
في ادني الارض وهم من بعد غلبهم سيغلبون |
33 |
51 |
ترجي من تشاا منهن وتاوي اليك من تشاا ومن ابتغيت ممن عزلت فلا جناح عليك ذلك ادني ان تقر اعينهن ولا يحزن ويرضين بما ااتيتهن كلهن والله يعلم ما في قلوبكم وكان الله عليما حليما |
33 |
59 |
يايها النبي قل لازوجك وبناتك ونساا المومنين يدنين عليهن من جلبيبهن ذلك ادني ان يعرفن فلا يوذين وكان الله غفورا رحيما |
53 |
9 |
فكان قاب قوسين او ادني |
58 |
7 |
الم تر ان الله يعلم ما في السموت وما في الارض ما يكون من نجوي ثلثه الا هو رابعهم ولا خمسه الا هو سادسهم ولا ادني من ذلك ولا اكثر الا هو معهم اين ما كانوا ثم ينبيهم بما عملوا يوم القيمه ان الله بكل شيا عليم |
73 |
20 |
ان ربك يعلم انك تقوم ادني من ثلثي اليل ونصفه وثلثه وطايفه من الذين معك والله يقدر اليل والنهار علم ان لن تحصوه فتاب عليكم فاقراوا ما تيسر من القراان علم ان سيكون منكم مرضي وااخرون يضربون في الارض يبتغون من فضل الله وااخرون يقتلون في سبيل الله فاقراوا ما تيسر منه واقيموا الصلوه وااتوا الزكوه واقرضوا الله قرضا حسنا وما تقدموا لانفسكم من خير تجدوه عند الله هو خيرا واعظم اجرا واستغفروا الله ان الله غفور رحيم |
Türkçe meallerde ne anlam verildiğine de bakalım:
2/61: yakın bir nimete daha üstün bir nimeti değiştirmek (yakın dünyayı, uzak ahirete tercih etmek gibi)
4/3: takvaya daha yakın, uygun olan
5/108: uygun olan, takvaya daha yakın
30/3: yakın x alçak(!) (konumuz, Rum suresi)
33/51: uygun olan = takvaya daha yakın
33/59: uygun olan = takvaya daha yakın
53/9: yakın
58/7: daha küçük, yakın (sayısal)
73/20: daha az, yakın (sayısal), burada ve bir üstte sentaks olarak "yakın" diye tercüme edilmesi gerekirken, bazı meallerde sayısal olarak daha az yada daha küçük denmesinin nedenini/hatasını şu şekilde gösterebilirim: Arapça ayette 73/20 "gecenin üçte ikisinden azını/yakınını, gecenin yarısını, gecenin üçte birini" yazmaktadır. Türkçe doğru anlamı verecek olan karşılığı şudur "gecenin üçte ikisine yakınını, gecenin yarısını, gecenin üçte birini". Mantığın anlaşılmayacak bir tarafı bulunmuyor. Aynı şekilde 58/7 ayette de Türkçe anlamıyla "bu sayıya yakın veya daha çok da olsa" demektedir.
Bu açıklamalardan sonra karar verin, Rum suresinde belirtilen yer "arzın yakın yeri" midir yoksa "arzın en düşük yeri" midir. "En düşük diye nitelemek zaten mümkün değildir, Kuran'daki örneklerine bakıp biraz zorlamayla "daha düşük yeri" denebilir ve bunun da "dünyanın en düşük rakımlı yeri" olması mümkün olmazdı.
Hristiyanlık inancı Teslis denilen Üçleme = Trinity temeline oturtulmuştur. Tanrı = Baba + Oğul + Kutsal Ruh diyerek İsa peygamberi hem Allah'ın oğlu hem Allah'ın kendisi olarak kabul ederler. Ruh ise yine Allah'ın başka formu olarak Tanri diye bilinir. Kuran'da birkaç yerde Allah diyor ki "onlar Allah çocuk edindi dediler ve büyük bir günaha girip müşrik oldular." İnanç ve İman temelinde bu ayetler "HRİSTİYANLARIN ALLAH NEZDİNDE MAĞLUP OLDUKLARINI" ifade etmektedir. Tevhid inancını ARZ eden ayetlerle tam Allah'a yaklaşmış iken bu nahoş TESLİS olayı meydana gelmiş, tamamen müşrik olmuşlardır: "Yenildikleri ARZ'ın Yakın Yeri" de işte budur.
Her zaman sadece Yeryüzü, Dünya diye anladığınız ARZ aslında ne demek biliyor musunuz?
- Arz 1 = KOZMİK UZAY DOKUSU (Dünyanın Evi, Dünyayı meydana getirecek temel quantum elementleri ve atomları ARZ EDEN, üretip oluşturan)
- Arz 2 = YERYÜZÜ/DÜNYA (Bedenin Evi, bedeni meydana getirecek molekülleri, aminoasitleri ARZ EDEN, üretip oluşturan)
- Arz 3 = BEDEN (BAŞTA Kafatası, Beynin Evi, beyni besleyen ve bütün ihtiyaçlarını, enerjisini, yakıtını ARZ EDEN, üretip oluşturan)
- Arz 4 = KURAN AYETLERİ (İlmin/Doğruluğun Evi, Bize Yaratıcıdan gelmiş olan ayetleri ARZ EDEN, Yaratıcının izniyle onu doğru anlamamıza izin veren)
Arz'da bozgun çıkarmak" ifadesi Kuran'da pek çok kez geçer. Bu yazıda Arzın sadece yeryüzü demek olmadığını anlayacak, diğer Arzlarda bozgun çıkarmanın çok daha büyük olaylar olduğunu öğreneceksiniz. ARZ ne demek, 4 farklı ARZ
Allah nezdinde "Galip Gelmek" = Fetih = Tevhid inancına dönmek/girmek demektir.
Galibiyetin ne olduğunu ayetle de göstereyim ki kuşkuya yer kalmasın:
NASR 1,2,3: Allah'ın yardımı ve zaferi gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dinine girmekte olduklarını gördüğün vakit Rabbine hamdederek O'nu tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
... ve Avrupa'da 16. yüzyılda başlayan reform ayaklanmalarıyla ortaya çıkan Protestanlığın az da olsa küçük bir kısmı Tevhid inancına geçmiştir.
İsa peygamberin "Tanrı olduğunu" belirten Teslis inancını reddedip TANRI TEKTİR/BİRDİR, BAŞKA İLAH YOK demişlerdir, ALLAH NEZDİNDE GALİP GELMİŞLERDİR.
HADİD suresini farklı bir perspektifle açıkladığım yazıda da bu "GERÇEK FETİH/ZAFER/ GALİBİYET" konusundan bahsetmiştim: Hadid Suresi Tamamı, Bilim ile Yeniden
Müslümanlar, ancak Hristiyanların en büyük yenilgileri olup onları müşrik yapan TESLİS'den sonra büyük bir zaferle tekrar TEVHİD İNANCINA dönmeleriyle rahatlayacaklardır.
Böylece Unitarianism = Nontrinitarianism, yani "Teslis doktrini karşıtı öğreti" ile RUM/HRİSTİYANLAR, ALLAH HUZURUNDA GALİP GELMEYE BAŞLAMIŞTIR ve bu artarak devam edecektir: İşte o zaman, müminler sevineceklerdir.
** / **
Bilginiz için, tek tanrılı protestanlarla ilgili Wikipedia Türkçe sitesindeki küçük pasajı buraya kopyalıyorum: (Başta İngilizce olmak üzere Avrupa dillerindeki Wikipedia bu konuyu çok uzun şekilde anlatmaktadır, dileyen araştırabilir)
Üniteryenizm (İngilizce: Unitarianism) Hristiyanlıktaki teslis inanışının aksine İsa'nın ve Kutsal Ruh'un tanrılığını reddeden Hristiyan teolojisi hareketidir.
Üniteryen Hristiyanlar İsa’nın, Meryem’in karnında Kutsal Ruh aracılığıyla oluştuğundan “Tanrı’nın oğlu” olduğunu kabul eder. Bununla birlikte, Tanrı’nın kendisi olarak kabul etmezler.
Üniteryen Hristiyanlık’ta ilk günah ve mukadderat gibi soteryolojik doktrinler de dahil olmak üzere birçok geleneksel Hristiyan doktrini reddedilir. J. Gordon Melton tarafından hazırlanan Amerikan Dinler Ansiklopedisi'nde "liberal" kiliseler arasında sınıflandırılmıştır.
Üniteryen hareketi, her ne kadar başlangıçta "Üniteryen" olarak adlandırılmasa da, 16. yüzyılın ortalarında Polonya, Litvanya ve Transilvanya bölgesinde neredeyse aynı anda başlamıştır. Taraftarları arasında İtalyanlar önemli bir yer tutmaktaydı. İngiltere'de ise ilk Üniteryen Kilisesi hâlen bugünkü İngiliz Üniteryen Merkezi'nin bulunduğu Essex Street, Londra'da 1774 yılında kurulmuştur.
** / **
Selamlar Sevgiler,
Mustafa Kılavuzoğlu, Lozan Mayıs 2024